DOĞRU OLAN HAK OLAN HİDAYET
Doğru olan hak olan hidayet Allahın lütfü iledir
Hak yolu istemek, isteyenlerin Yürekten duydukları arzu ve İstek sonucunda verilen bir onurdur. Şeytan ile gezenlerin bu gezmenin Boş olduğunu anlayanların Ayrılık vaveylası, ayrılık iniltisi, ayrılış feryadı çekenlere ilaçtır Ruh çığlığı, ruhun vaveylası, ruhun feryadının duyulması Rahman tarafından bu feryada cevap verilmesidir Hidayet. Yeniden meydana gelme, vücut bulmadır Allahın insanların kalbine ilham ettiği hak yolu arama Hissi ve arzusudur gönüllerde esen şereftir Hidayeti bahş eden yüce Rahman hidayet verici olarak Sebep olan olayları yaratanda Rahmandır Allah kulunu hidayete erdirmesi dünyada tüm hazinelerden değerdir Nur üstüne nurdur onurdur, şereftir Hoşa giden veya çekici şeyin elde edilmesinden, Düşünülmesinden doğan his, duyguların coşmasıdır Güzeli çirkinden ayırt etme kabiliyeti bulur hidayet ile Baki zevk, sonsuz zevk dolar bedeni Bu kul kuranın yol göstericiliği ile kuranın hak ve hakikat gösterici ışığı İle hayatına çeki düzen verir Hakikat zevki, gerçeği bilmenin zevki ile yaşar Ve yaşatır âlemi saçar âleme Manevî zevk, manevî lezzet, tat budur diğerleri boştur değersizdir bilir Nefse ait zevk, nefsin hoşlandığı zevki taşa çalar Ruha ait zevk, ruhun hissedebildiği zevk elbisesini giyer vecd ile vecd veren, vecde getiren manevî coşkunluk veren, Rahmandır coşturan, coşturur Gönle ferahlık, neşe verici, gönlü neşelendirici olur hayatı Kiri pası söker atar vücutta ve şeytanı yok eder Solgun bedenler hayat bulur Sonbahar görmüş, sararıp solmuş, güz bahçesine dönen gönüllerde Sonsuz mevsimler ve çiçekler açar Ve hayatta diğer insanlara da yardım eder bu hidayet ile Bu kuvvetli inanç ile kendi kendisini izale etmez Tüm feryatları ve acıları his eder Ve elinden geleni yapar şevk ile Allah’ı, onun kâinatta tecelli eden bütün Sıfat ve isimleriyle beraber kabul ederek O’na inanma îmân-ı ekmel En mükemmel iman, îmanın en yüksek derecesi ile İman eder İman e îmân-ı merdûd Merdud imanı, münafık olan Kimselerin imanı gibi değildir imanı imân-ı nazar Bir işi dikkatli düşünme, İnceden inceye tetkik etmeden Harekete geçmez, karar vermez îmân-ı tahkiki Tahkiki iman, imana dair bütün meseleleri İnceleyip delil ve bürhan ile inanır îmân-ı taklidi Taklidi iman, az şüphelere mağlup olabilen, Başkalarını takliden olan imanlılar Gibi değildir imanı îmân-ı yeis Çaresiz kalan, hayatından ümitsiz Olan bir kimsenin imanı, gibi değildir imanı îmân-i şuh udi Görerek inanma, ayne’l-yakîn derecesindeki iman, îmanın yüksek bir derecesi ile bilir araştırır Ve yaşar ve yaşatır imanını Ve insanlara sunar bu imanı Kalpte saklamakla olmaz İnsanların kendisine hizmet etmesi için kullanmaz Çıkar sağlamak için kullanmaz Kullanırsa, bu iman sahte olur Hidayete erenlerin imanı gibi olmaz Resulü-i Ekrem Çok cömert, kerim olan peygamber, Hz. Muhammed (a.s.m.)iman eder hidayet sahibi kul Resul-i Rabbi’l-âlemin Bütün âlemlerin Rabbi olan Allah’ın elçisi Hz. Muhammed (a.s.m.).Bilir ve inanır şevk ile Bilir Resûl-i rahat Kendine inanıp itaat edenleri rahata kavuşturan peygamber, Hz. Muhammed (a.s.m.) olduğunu bilir bu hidayet ve imanı ile Resûlü’r-rahmet Rahmet peygamberi, bütün âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed (a.s.m.) sünnetine sarılır zevk ile Dünyayı, âlemi süsleyen bu hidayet ile Yaşar ve yaşatır koşar tüm dertlere Bayrağı veya sancağı taşıyan, Bayraktar, sancaktar olan hidayeti ve imanı Dağıtır ve hakkı olana teslim eder Çünkü o artık Alemdar-ı Nebi Hz. Peygamber’in (a.s.m.) sancağını taşıyandır Âlemi parlatan, bütün âleme ışık saçan bu sancak Şeref ile onur ile taşınır İki âlem; dünya ile ahi ret için Mutlu yaşamanın kapısıdır yoludur Cihanı tutan, dünyayı zapt eden, Bütün âleme yayılan huzurun kapısıdır Yokluk, hiçlik âlemi denilen sırrı anlamaktır Ne demektir bilir bu hidayet ile iman ile Yokluk ve hiçlik diye bir şey olmadığını anlar Yeniden doğmak için ölmek gerektiğini bilir Ve anlar ölümün gerçek yüzünü İleride olacağı şüphesiz olan anlar mutluluk ile Gerçekleşmesi kesin olan ölüm, Vaat edilen eceli anlar ve çözer Belirli bir zamana kadar, Allah’ın takdir ettiği ölümü bilir Ölüm ile ölümden sonra yeniden dirilme, İkinci diriliş olduğunu bilir Kâinatta cereyan eden ilâhî kanunlar bilir Allah’ın sünneti; Allah’ın kâinatı idare etmedeki âdeti, İlâhî kanunları anlar çözer ve bilir Öğretilir. Hikmetli sözler dökülür dilinde Ezelî söz, varlığına başlangıç olmayan Allah’ın sözü olan Kur’ân-ı Kerim ayetleri öğrenir ve öğretir Rabbani kelâm, Allah’ın kelâmı. Bu Kuranı bilir Sert söz kullanmaz Kelâm-ı İlâhî Allah kelâmı, Allah’ın konuşması, Allah’a ait söz olduğunu bilir Neşe dağıtan, neşe saçan olur artık Aziz ve ihsanı bol Allah’ın kelâmı ile konuşur Rabbani kelâm, Allah’ın kelâmını düşürmez dilinden Ve gönlünden ve gönüllerden bunun için çalışır Ve son nefesini verir bu imanı ile |