XEZAL
Seni eğer bir gün incitirsem yüreğim kanar
Gözlerim damla damla akar Sen şu kurak toprağımda açan nar çiçeğimsin Sen baharım, sen kışım, sen alınyazımsın Sen kaderimsin xezal Sen güneşin kızısın Xezal dün gece seyrim içindeydin Öyle mahsumdun ki Bir meleği anımsatıyordun bana Dokunmaya koklamaya korktum Gideceğinden, sensiz kalacağımdan korktum Biliyormusun xezal Sen gidersen ben ölürüm Sen gidersen ben yaşıyamam xezal Ben hayatın her deminde yalnızken Bir ömür seni bekledim durdum Bir ömür Allahtan seni diledim Dualarıma amin oldun xezal Ben yangınlar içinde kavrulduğum bir vakit Bir asır senin yollarını gözledim İçinde kaybolup boğuluncaya kadar Gözlerim gözlerini bekledi Bir güvercini göğüs kafesinden ayırmışlar gibi Nefes alamadığım sensiz bir akşam üstü Bulvarları yağmalamış sokakları talan edilmiş Bir barikata baş kaldırır gibi Kendi kendimle savaşıp Toprak kokan tenimde yokluğuna bir karanfil bıraktım Şimdi yokluğunun ağıtlarıyla çalkalanır ülkem xezal Ben senin hiç görmediğim gözlerine sığındığım günden beri Yurduma bahar geldi xezal Hiç tutmadığım toprak koken eline elimi sürdüğüm günden beri Ellerimde karanfiller doğar oldu Ve hiç sarılmadığım teninle uyuduğum her gecemin sabahına Güneşin koynunda uyandım xezal Şimdi yoksun yanımda Ve belki çok uzaklardasın Ama şunu bilmeni isterim ki Soframda yavan bir ekmek Ve kuru bir soğan duruyor Ve birde kırmızı bir karanfil Eğer bir sabah yolun düşerse haneme Beraber sofraya bağdaş kurar Beraber kaçak çay içeriz Ve beraber gülümseriz Sen karanfili koklaya dururken Ben senin kokunla hayata sarılılım Sana sarılıp yaşamı kucaklar gibi İbrahim DALKILIÇ |
Ve adamı/kadını ayata tutar.
Tebriklerimle şair.