SAAT SABAHIN DOKUZUYDU
Saat sabahın dokuzuydu
Soğuktu abartısız içim Üşüyordum Ve sen sevgili Hala uyanmamıştın, gelmemiştin bana Ülkemin doğusu gibiydi düşlerim Memleket hasreti gibiydi gülüşlerim Vatanımdı o benim Dokunacak kalabalığımdı Dokundukça çoğalacak telaşımdı Ve mevsimlere inat içime doğan baharımdı Saat sabahın dokuzuydu kış gibi soğuktu ellerim Parmaklarım birbirine kavuşmuyordu Ve sen sevgili Hala dokunmamıştın, okşamamıştın ellerimi Diclenin serin suları gibiydin Biraz hırçındın Bir o kadarda asil Ve bir çiçeğin özüydün Saat sabahın dokuzuydu Işıkları söndürülmüş bir karanlıktı gözlerim Senden başka kimseyi görmüyordum Ve sen sevgili Hala gözlerimi görememiştin, yurdum diyememiştin Fıratın direnci gibiydin Bir yanın darmadağındı Bir yanın direnişteydi Ve bir o kadarda cesurdun Saat sabahın dokuzuydu Islanmış toprak gibi kokuyordu tenim Ve sen sevgili Hala toprağıma yağmur olamamıştın Ama sen benim dünyam olmuştun Gecemi aydınlatan ayım Gündüzüme doğan güneşim olmuştun Yoluma yoldaş olmuştun Ne gariptir ki Ben seni yıllar önce sevmişim gibi Bir şarap gibi yıllanmışsın sevgili Aşk olmuşsun Sen bir aşk’sın sevgili Sen bir aşk’sın Sen aşk’larında en güzelisin Kırmızı bir şarapsın Sen şaraplarında en güzelisin sevgili Saat sabahın dokuzuydu Saçımla tırnağım arasına sıkışmış bir haldeydim Ve sen sevgili Hala saçıma dokunamamıştın, okşayamamıştın O narin parmaklarınla sevememiştin Ama ben senin saçlarına her sabah dokunurum Her sabah saçlarına dolanır parmaklarım Ve her sabah yüzünü avuçlarıma alırım Yüzünü avuçlarımla severim Ve dudaklarında gezinir parmaklarım Islak ve nemli dudaklarında O dudaklarında nefes alırım Ben bunların hepsini her sabah yaparım Ve sen sevgili Her sabah bunları yapmama izin verirsen Sen izin verdikçe Ben her sabahın dokuzunda sende olurum Ve her sabahın dokuzunda sende doğarım Ertesi günün dokuzuna kadar sende yaşarım Sen bunları yapmama izin verirsen Ben her sabahın dokuzunda sende yaşarım Ve her sabahın dokuzunda sende olurum... İbrahim DALKILIÇ |