Diz Çöktü Saklı Düşlerim’ Zaman mekan belirtemem... Sus ! Sustur cümlelerini... Saklında yaşattığın gerçeğini... Sakla ! Duymasın adımı... Hissetmesin sana çektirdiklerimi... İçinin düştüğü girdabı yok sayamaz kimse... Kimsesizliğe terk edilen harabemde... Üzerimi örten yalnızlığına... Cansız , bitik halime aldanmasın kimse... Saçlarıma düşen aklara Sakalımın pasına yanmasın ... Ben aşkı yaşarken aynalara küsüm... Beni nasıl görmek istersen öyleyim... Sensizde yaşasam , sendeyim... İsteyince , güzeline adarmış kendini sevilen... Tutmadan elini , göz ucuyla süzmek... Hasret dolu kucaklaşma yerine... Yanan yüreğine har edip öyle yanmakmış... Özür dilerim sevdiğim... Ellerini tutupta gezemedim yaşadığın şehri... Şehir üstüme üstüme gelirken... Gözlerine dalıpta martılara simit atamadım... Aşkımı göz ucuyla serdim bastığın kaldırımlara... Yokluğuma düşüpte dizin acımasın diye... Varlığımın huzurunu bıraktım sana... Sokağının başladığı köşeden bitimine... gölgenin düştüğü , ömrünün geçtiği cümlene ... Satır satır işledim , imlası , ayarı bozulan sözlerimi de... Şimdi susmak yetseydi bize... göğüs kafesimde nefes alan gözlerine... Bir buçuk adım kala duran kalbime söz geçirmek zordu... Söz dinletemedim kalemime... Yine seni yazdı... Ömrüm ol diye diye geldiğim kapında... Sustum ! Diz çöktü saklı düşlerim... Ellerimde kaldı sevişlerim... Yutkundum , yine de mutluydum... Yunus Özkan 31.05.2013 - 01:00 |