Kör noktaorada duralım kalınlaşmış sis tabakasının içinde paramparça uykular fildişi kuleden uzak biçimlendirmeden ruhumu güneş yansımasından öteye ilahi tohumlar toprak güzel bir keder verdi aşağı doğru mühürlü büyüme sadece zavallılar süslenmiş perdelere bakar aklım nar ağacına astığım tanrıda şimdi bir bulut kuşu yağmura ıslık çaldı açılmayan ahşap kapılara // bu akşam çok gölge konuşacak sonsuzlukta yankı dal içinde kanayan damarlar ve çıldıran atlarla uyuyacağım çürük bir rüzgarın soyulan kabuğu gibi lacivert |
gel, gel gidelim..
ıslak ve kör