Özlemden Sonra 20- Tahsil /fHayri Hoca da bizim gibi bekar evinde kalırdı evinde soba filan yakmaya üşenir bize gelmezse; kahvelerde akşamlardı bir gün dersin konusu “-semt, mahalle”miymiş neymiş bir yandan anlatır, bir yandan da sınıfın içinde gezinirimiş “-çocuklar; nasıl Denizlide Pamukkale Bursa’da Yeşil Türbe Edirne’de Selimiye Antalya’da Yivli Minare (Kayseriyi de dediydi emme) Konyada Mevlana ise İsdambulda da padişah isimleri yerleşim yerlerine isim olalak verildiği ğibi Erzurum bir serhat şehri olduğu için semt-mahalle isimleri de elbette başka şehirlerden farklı olarak düşmanın gelebileceği istikametler kale kapısının çıkışları semt adlarının belirlenmesinde etken olacak söz temsili İstanbulkapı, Karskapı, Erzincankapı gibi bazende halkın toplanma merkezleri meydanlara isim olacak tabi Havuzbaşı, Kavakbaşı, Mahallebaşı gibi” arkalardaki çocuklar kendi aralarında konuşup gülüşmüşler, “-yaavruum, gürültü yapmayın, bak burada ders yapıyoruz, arkadaşlarınıza saygılı olun” ve sair deyince içlerinden biri, herhalde bir kız biraz çekingen, biraz hınzır demiş ki; “-öğretmenim seni Mahallebaşında görmüşler” Hayri Hoca “-tabi çocuklar yaşadığımız kenti gezip-görerek tanımaya çalışmalıyız şahsen ben; kahvede oyun oynayarak zaman öldürmek sigaralı dumanlı ortamda olmak yerine giderim Çifte Minareli Medreseye, Cumhuriyet Caddesine” o gün, paydosdan sonra da çocuklar “-Mahallebaşııı………..” “-……………………………” “-Mahallebaşı” “-öretmenim…………. Mahallebaşııı” diye bağrışıp kaçışırlarmış ara sokaklara eskilerden kendi aralarında gavga gürültü eden çocuklar o günden sonra hep “Mahallebaşıı” diye bağırır olmuşlar, koro halinde bağrışmışlar bu durum o gün, ertesi gün, daha sonraki günlerde de devam etmiş, okulun bütün çocukları hatta kızlar bile “-öğretmenim Mahallebaşı” bütün çocuklar “-Mahallebaşııı, Mahallebaşıııı” diye bağırıp kaçışıyorlarmış ara sokaklara her zamankinden tedirginmiş yanında sözlüsü olcak Fatma Hocahanım da bütün çocuklar hep bir ağızdan “-Mahallebaşı, Mahallebaşı” ama en ufak bir serzeniş yokmuş Hayri Hoca’dan etmiş edememiş; Hayri Hocanın sözlüsü Fatma Hanım çatmış kaşlarını “-orda ettiğin haltı da anlatsaydın bari bir daha sakın karşıma çıkma taam mi benden uzak dur Mahallebaşılı Hayri” “-yau n’oldu bu gancığa şimdi” derken Okul Müdürü eli Hayri Hocanın omzunda “-ben senin gayretinden disiplininden, çalışmalarından çok memnunum tabii! ama başka bir okula tayinini istersen Milli Eğitim Müdürümüz yakın arkadaşımdır yardımcı olurum hem de ortalık yatışır” demiş tabii Hayri Hoca bir anlam verememiş “-ulan olsa olsa bu adam bu karı yüzünden takıyor bana” “-sağol Müdür Bey, ama benim Hoca Hanıma verilmiş bir sözüm yok ki, biz sadece arkadaşız neden kızdığını da anlamış değilim aslında” “-Fatma Hanım da sizin gibi; çalışkan, kültürlü, kendini iyi yetiştirmiş nazik kız ama boşver! olan olmuş, giden-gitmiş biz asıl senin şu tayin işini görüşelim bana kalırsa” diye söylenmeye devam etmiş Hayri Hoca “-len yoksa Fatma Hoca(ha)nım beni bu moruk için mi terketti beni dinlemeyip, Müdürün evine girip-çıkıyodu yoksa kıza bir şey filan mı etti Müdür denen teres adam evli ama olsun, aman-zaman dinlemez Enver Hoca kahkahalarının arasında çocuğun biri öretmenine “öretmenim anam seni keranede görmüş” demiş o da “olum anan hırlı bi garıydı da orda ne işi varıdı” demiş gülüşmeler, gülüşmeler, millet gassığını dutuyo yerlerde sürünüyo, Hayricim devam etti “-yoksa müdürün kardeşi, kayınbiraderi” …. “-hani Fatma Hanım seviyordu beni” ……… “-hani hiçbir şey alamazdı yerimi” ….. “-alt tarafı karı milleti değil mi katır gibi inadı tutdu mu gem almaz” geder ga(y)ri ne yapsın zavallı Hayri resim Yavruağzı teşekkürler Sanatçı |