hediyegül kokulu sevdiceğim duydum ki bana gücenmiş gönül koymuşsun duydum ki sana olan sevgimden şüphe eder hale gelmişsin duydum ki geceler boyu uykusuzluğumu gözlerimden dökülen yaşları hasretinden yanan bağrımı hiçe saymışsın ahh be sevdiğim ahh be yürek sızım ahh be iki gözümün nuru ahh be hasretinden yanıp yanıp küle döndüğüm ben ki hala senin nur cemaline bakmayı ar ederken gece kadar siyah gözlerinin içine bakmaya utanır yanaklarım al al olup; dizlerimin bağı, kollarımın dermanı kesilir alnımdan sicim gibi ter şıp şıp damlarken vakitli vakitsiz özlemler içinde hasretinden cayır cayır yanarken sesini duyduğum zaman put kesilip şaşkına dönüp kalakalırken geceler boyu uykusuz gül yüzünün hayaliyle yaşarken düşlerime uzanan bedenini kollarımın arasına alıp siyah saçlarının arasında dolaşan parmaklarımı kulağına fısıldadığım aşk sözcüklerini hiçe sayıp benim sana olan sevgimden bir an bile olsa şüphe duymuş olman gücüme gitti doğrusu... demek ki sana olan sevgimi, tutkumu, sevdamı tam manasıyla gösterememişim suçum buysa; kabul ediyorum. boynum sana kıldan incedir bilesin... ben ki iftar vakti orucumu seninle aynı anda açmak için bulunduğun şehrin ezan vaktini bekledim aynı sofrada oturdum aynı bardaktan su içtim aynı ekmeği bölüp, paylaştım seninle aynı duanın içinde çoğalıp sonunda El Fatih-a dedim çok şükür Elhamdülillah ayak izine rastlarım diye yürüdüğün yollardan geçtim dut ve incir ağaçların çevrelediği yüzlerce basamağı olan merdivenlerinden inip çıktım köşedeki çiçekçinin saksısında açmış beyaz zambakları kokladım tezgahlardan taze meyve sebze aldım bilirsin sana her zaman mavi gömleğini, sarı tişörtünü çok yakıştırdım... akşamları güneşinin son kızıllığının düştüğü marmarayı izledik yan yana kokusunu çektik yosunların her kayaya vurduğunda martılara avuçlarımızdan simit yedirmek için yarıştık kız kulesinin sessiz kalışını suskunlukla seyrettik geçen vapurlara, balıkçı kayıklarına el salladık çoğu zaman söylemedik birbirimize ama; bizde onlar gibi köhne bir sandala binip açılmak istedik ufuklara... Sen ateşler içinde hastayken geceler boyu başında bekledim adımı her sayıkladığında ellerini ellerimin içine alıp sıkıca tuttum seni izledim uykunun seni saran o sıcalığında kollarımın arasına usulca alıp seninle uyuyup seninle uyandım her gün doğuşuna... sen uyanmadan hazırladım kahvaltı soframızı senin sevdiğin yiyecekleri yaptım her defasında; zevkle... perdeleri iki tarafa açıp parmak uçlarımda yanına gelip dudağından öperek uyandırdım her sabah uykusunu alamamış mahmur gözlerini ovuşturmanı izledim... elinden tutup, banyoya götürüp elini, yüzünü yıkadım tabi bir keresinde gözüne kaçan sabun köpüğüyle canın yanmış, kızarmıştı hatta o şekilde beni kovalamıştın evin içinde saklandığım yerde yakalayınca küçük bir kedi yavrusu gibi kucağına alıp, "yaramaz’ım" diye sarılıp öpmüştün... ... sen gitarınla şarkılar söylerdin verandada ben eşlik ederdim sana bildiklerimle hareketli şarkılara, türkülere dayanamaz kalkar raks ederdim eğilirdim önünde yerlere kadar alnımı öperdin, kucağına alır, sarıp sarmalardın her mehtaplı gece de yıldızları seninle izlerken akşam mütemadiyen televizyonun karşısına geçerdik. sen otururdun koltukta ben ayak dibinde, başım dizlerinde olurdu meyve soyup ağzına verirdim çerezlerin kabuklarını ayıklayıp yedirirdim bazen tam maskaraya dönerdim biliyorsun kendimi sana sevdirmek için etrafında pervane olur seni öpücüklere boğar patlamış mısır savaşı başlatırdım her yer bembeyaz olurdu gören olsa odaya kar yağmış sanırdı... velhasılı ey sevgili ey ciğer parem ey ışıltılı sabahıma doğan yıldızım ben ki sana yüreğimle bağlanmışken hüzün gemilerini tek tek yüzdürürken açık denizde hayalin benliğimde ılgıt ılgıt eserken... bana gücenme sevdiceğim gücenipte beni de üzme beni sadece sev sadece sev beni bir masalın ortasında gezinen çiçekler gibi sev, okşa, tara, ör ve öp saçlarımı her defasında ... |
ey sevgili
ey ciğer parem
ey ışıltılı sabahıma doğan yıldızım
ben ki sana yüreğimle bağlanmışken
hüzün gemilerini tek tek yüzdürürken açık denizde
hayalin benliğimde ılgıt ılgıt eserken...
bana gücenme sevdiceğim
gücenipte beni de üzme
beni sadece sev
sadece sev beni
bir masalın ortasında gezinen çiçekler gibi
sev, okşa, tara, ör ve öp saçlarımı her defasında
...
GÜZEL KEYF ALDIM.TEBRİKLER.SEVGİMLESİN...