bu kaçıncı
gözlere ziyan bir puslukta
bulut bulut boşlukta basar geçerim yolları karanlıklar yine puştlukta soluduğum tütün kirinde duman dumansın içime vardiyalı soluma uçurumlar döşeniyor nöbet telaşındayım yine halka halka yayılıyorken hasret dağ dağ büyüyorken haset bu kaçıncı olasılık bu kaçıncı olmazlık bu kaçıncı ihanet ey çocuk cıvıltılı deli dolu sarhoşluğum sübyan bir yalnızlık düşüyor kirli güne birazdan kabaracak deli dolu bir öfke rutine kesmiş heybemde aynı arzuyla çatlayacak mesafeler yine tuz buz olacak gece yıldızlar düşecek kelebek ömrü suskunluğuma solarken yaprak yarılırken toprak bıçak ağzı bir küfür basacağım kendini gizleyen ırmaklara ana avrat döşeneceğim kabullenilmiş ne kadar ezber varsa çatlatırken kulakları pası düşecek tetenoz acılarımın ey kağnı gıcırtılı inlemelerim ey göğü çizen doğumlu sancı bu zülüm ne zaman bitecek bu vurgun kaçıncı ey dağ dağ büyüyen üşümüşlüğüm çöl yangını sevdam zemheri ağzı üşümüşlüğüm bıçak ağzı kavgam kurşuna dizin öksüz yanımı aynı damardan kanasın ellerim ayrı renklerden karalı aynı bedelden tutsak ayrı berdelden yaralı kaç mevsimdir kanayan yanıma sindim kaç iklimdir ağlayan yanımı sildim ey eteğimde küsmüş ustura ağzı taşlarla örülü dilim bu kaçıncı kundak sarma bu kaçıncı ölüm hasan polat |