Gülün NiyetiŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bir kadın dedi ki Konuş bana ‘Neşe ve Keder’e dair. şair cevap verdi: — Neşemiz maskelenmemiş kederimizdir. küçülmüş kırlara aldırmadan gelincikler gibi gülüyordum neşeniz maskelenmemiş kederiniz dedi şair bir kemanın telinde uyukluyordu hayat sancısını saklamıştım buğulu nisanın sokakları mayhoş bir yağmurun altındaydı şehir gecesi mahsun inattaydı acı dinleyip dinleyip her şarkıyı gökyüzüne benzetiyordum keder sesimden sıyrılmış yıldızlara bakıyordum büyük bir kahkaha bulup girmiştim içine bir kadını deniyordum bu bahar papatyaların hatrını sorabilsin çocuk ağlaması başlamadan gözlerinde üşüme sarısı ıssızlığın tadından sarhoş gülerken çaresizliği sisleyen yüzüm bilmez misin gençliği doyurmuyor zaman yasdan arınamaz kan çocukluktan kalma bu gülümseyen yansıman bilmez misin gözlerim kaçarken yakalanılır yalnızlığa çocukluğundan kalma koşturmadır şimdiki suskunluğun güneşe ve umuda dalar şimdiki hülyan bu fotoğraf böyle gülüp durmayacak düşten düşecek ıraklara şaha kalkan ırmak alıp sinemaya götüreceğimiz maviler kalmayacak an olacak hiç dönülmeyecek karanlıktan sol kaburgam yağmuru sevdi kökleri bulutlara değen ağaçları gördüm uçurtmaların uçacağı rüzgârı hatırlayarak yarım anılarla hışırdadı çınar kimsenin incinmediği dünyaya acıkınca ruhum özfarkındalık başkaldırdı cehenneme sustuğum şiirler kadarmış hayat içimdeki uçuruma bakınca korkmadım dimdik arkasız inancıma yaslandım gördü Tanrı öptüğüm hüzünlü adamlara sevinç istedim çok mu? |