Afüv
eğilmiş şemsler görüyorum
oysa biliyorsun ben mevlana değilim adını anmak dahi zemzemle yıkanmış dudağa yakışır aşk demek az rabbim buna bir tek zikrin yaraşır ne ben çareyim ölüme ne azrail bana çare bilsem ki paklanacak içimdeki mezarlık bütün kirlilerimi denize dökeceğim ağzımın ucuna yerleştirilmiş o dünyevi his gömülecek tükürüğe yanına kuylanacak siyasi söylem ile tutku biliyorsun özlemek güzel fakat ben özlemeyeceğim ismin geçiyor yine kurşuna doğruluyorum aklıma güller dikiliyor gülleri soyuyorum nasıl bir delilik sessizliği örtmüş yüzüstü kumar masası elimdeki paraları kırmış bir yalnızlık ile avucumda cetveli ilkokul öğretmenimin kısır bir kadın masumluğu ile ve belki uykusuz adam siniri anavatan nedir bilmeyen bir çocuk nasıl bulamaçlı bir çorba oysa annemle beraber hep çamaşır kokusu ismini anıyorum ismim tövbeden öteye gidememiş bir yetim anadan beri yetim babadan beri öksüz oysa var biliyorsun rabbim nasıl bir serzeniş ne martılar tüketmiş simitler ne çöpçü temizlemiş sokaklar üstelik dili sivri bir ihtiyar zaman dedikleri riyakar itaat etmiyor üzerimdeki giysi tozlanmış bulutlara karşı hep dimdik gözlerimdeki dua uçmak sadece kuşlara mahsus bu ülkede rabbim bir de bayrağa oysa bir kuyudan gönderiyorum avucumdaki yarayı annemle beraber içinde inşirah allahım affet, belki öpersen geçer Merve TAŞÇI |
Tebrik ederim başarılar.