8
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
2801
Okunma

Aramızda bir masal var küçüğüm
Hani, uykusuz gecelerde anlatırdım sana
karanlığının içine karışırdı
Lacivert bakışlı kadınlar
Suskunlaşırdı rüzgar
Nefesini tutarken
Sen yorganın ucundan bakardın göz ucuyla
Yaldızlı konaklardan bahsederdim
Hemen yanından bir akarsu geçerdi
Çeşit çeşit ağaçlar salınırdı
Kiminin başı taa arşa değerdi
Kimi sessizlik kadar derindeydi
Aralık bırakılmış kapıdan
esvaplarını sürüyerek içeri girerdi rüzgar
gözlerinde menteşe gıcırtısı
dilinde paslı bir kederin insafsızca katledilmiş söylemi
mai
pelesenk gri olurdu
her şeyin bittiği yerde...
önce melek ağlardı
sonra annemin iri mavi gözleri
işte o zaman
ipeksi bir dokunuş öperdi dudağımdan
kanatlanırdım ben joêlle
ölüm bile acı gelmezdi
beni hep böyle derinden seveceğini bilseydim eğer
küçüktüm o zaman
su içtiğim deryalardan geçerdi merdivenler
çamura gark olmuş börülceler çıkardı göğe
mısır tanelerinden süt fışkırırdı
farkında değildim tuhaflıkların
çok sonra anladım
Tükenen hayallerimin içindeki
boşluğa sarıldığımı
adımlarımı umursamıyorum artık
saklı bildiğim sevdamın omuzlarına tünüyor küçük serçeler
ellerimin arasından kayıp gideceğini bile bile
biriktirdiğim yırtık yaprakları
yama yapıyorum göğsümün aralığına
benim yüreğimin mazisinde
ayrılık otları büyürdü joêlla
kırmızı kurdeleli kızların saçlarına imrenirdim hep
boylu boyunca uzanan güneşin gözlerine bakmak için
adımlarım büyürdü
koşardım
sabahtan akşama değin
ellerim üşüyor joêlla
bir martı konsa diyorum
önce öpse ısıtsa sonra
alıp götürse beni üsküdarın
denize bakan yuvasına
ıslık çalsa güpegündüz rüzgar
ıpıl ıpıl esse koylara
Marmara göz kırpsa gizlice
sevse gözlerimi avuç içinde...
kız kulesi, sarhoş kayıklar
toprağa yakın duran bahçeli evler
saksıda hüzünlü bakan begonyalar
yalılar köşkler
ve ben
daha seferisinden dönmeye niyetlenmeyen seni
bekliyorum, gelmeyeceğini bile bile
...
5.0
100% (13)