bu bir şiir değildirDeniz diplerinde dolaşan kara balık! Ağır metale bulanmış ciğerlerimiz seninle Nefesimiz kesilmeden hani Kaçalım mı yüzeye? Bir oltaya takılırız belki Zehirleriz bizi zehirleyenleri Sonra timsah gözyaşlarıyla ağlarız midelerinde Sesimizi kimse duymaz. Vicdanım sürünüyor yerlerde! Nerdeyse anlayacağım Erol Taş psikolojisini Az daha intikam planı yaparsam Gargamel’den beter korkacak şirinler benden Gözünü sevdiğimin bencilliği! Hep ben hep ben hep ben Yine ben. Güncel haberlere göz atarken Onlar da bana göz kırparken tatlı tatlı Harika bir haber aldım dün Ahmet’im toplamış cesaretini Bir roman daha yazmış O sevinçle Kalktım hava aydınlanırken Balkon kapısını açtım Kulağım yağmur sesinde Bi güzel kahvaltı hazırladım kendime Yedim içtim uzatmayayım Attım baharın kollarına kendimi Yürüyerek geldim işe Hafiften yağmur başladı yine Salına salına panorama Eyy güzel dünya! Eyy güzel bahar! Ve dipteki balık! (bu sana) Güven olmaz yani bana Sakın sırtını yaslama! Unuttum beylik laflarımın hepsini Kaptırınca ruhumu havaya Pembeye boyandı dünya Ne bir sitem Ne şikayet Bol devinim Bolca nefes Bana öyle gelmiyor değil mi Her şey ne kadar enfes! Ne diyordum? Yağmur altında adımlıyorum zamanı Romantizm, nostalji, Türkan Şoray, Ediz Hun 2013 model araba bir de üstü başı kir- -pasaklııı- Sonra kendime baktım kıvançla Yok yaa! Rahmet değilmiş yağan -bildiğin çamur- Almışım nasibimi fazlasıyla Üç yüz altmış derecelik ani bir dönüş Ani bir fren mutluluğa Yine balık düştü aklıma Yine cinayet planları İyi mi! |
Yaşasın nostalji..
Ama umut ta olsun...