şakağımdan bir şiir daha izin istiyor düşler saçlarım kanıyor çaresizliğimin can kırıklarından
dur bir kez daha geçit ver yorgun virajlarımıza az sonra çığlık seslerim patinaj çekecek sana doğru ben kırıklarını ayıkladım saçlarımdan yaralı yaralarımın şimdi sıra senin
sana seslerini yolluyorum kanı bitmek bilmeyen sancılarımızın
az kaldı içimin seni seviyorumlarını bir kayığa bindirmeye hepsini düşümden atıyorum bütün belalar beddualarla şarap içiyor ikisi aynı şey midir diyorum evham’a soruyorum göz kırpıyor
bütün cinler baş köşede beddualar çalıyor yeni cd.lerde korkmuyorum... sırtım kalın duvarlarda
omuzum da eski model bir çocuk sırtında bi ters bi yüz ipi kaçmış saçak saçak adı hırka elips çiziyor beynimde
...ben öldüm düşler boşuna uğraşmayın...
sana göğü yolluyorum ve her düşünde, düşün düşün ki yağmur yağsın saçlarında saçlarımız ıslansın say ki // ellerim sanki ellerinde var git o öldüğüm düş’e
ben öldüm senin de şakağından eylül girsin her düşün’e
mart2013Davidoff
Şiirime sesi ile can veren Murat Güzel’e Teşekkür ederim.
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şakağından Eylül Girsin şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Şakağından Eylül Girsin şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
ana göğü yolluyorum ve her düşünde, düşün düşün ki yağmur yağsın saçlarında saçlarımız ıslansın say ki // ellerim sanki ellerinde var git o öldüğüm düş’e
ben öldüm senin de şakağından eylül girsin her düşün’e
.....düşlerini bi kayığa koy, bu yannu itele canım... martıları besleyelim birlikte, bir de çay vakti balkon sefasında seyredelim ay' ın kıskanç hallerini.
Hangi dal kurumaz sonbaharda... Hangi çiçek solmaz.. Hangi rüya sabaha kadar yaşayabilir... Hangi duygular inat eder bir adım ileri bir adım geri Değişir insan.. Sevdaları da,acıları da,seviçleri de onunla beraber döner duru. Hayatı istemeli... Bir eli alıp diğeri dağıtan derviş misali... Sevgi alıp sevgi verebilmeli. Her şeyi hayra devşirebilmeli. Emek sarfetmeli onun için de... Eski yüzlerimizdeki gülücükleri saklamalıyız ciklet kutularında.. Bakıp bakıp sevgililerimizin izlerine.. Şimdi resimlerde kalan pamuk yüzlerine..tekrar gülebilmek için..saf...berrak... O mazide kalan günleri hatırlayarak... Düşlerimizde öptüğümüz elleri parmaklarından yakalayarak... Selam ve saygı ile.
Kalemi elimize aldık mı, tren gidiyor. Hangi istasyonda duracağını ben bile bilmiyorum. Elimde öyle çok öykü var ki, bütün ülkelerin tv. kanallarına yeter de artar :)
estafirullah Davi ben şiir diyemiyorum yazdıklarıma sadece iç dökümü.. ayrıca bütün öykülerini ve yazılarını okuyorum gerçekten çok güzel yazıyorsun beni eskilere götürüyor bazıları ve bağlılığın anılara daha bir sevdiriyor yazdıklarını..isterdim senin gibi yazmak..