yadigârBen şimdi kozasından çıkmış bir kelebeğin kanadını okşuyorum Demlenip hüznün kucağında Sen kurduğum salıncağın iplerini çözüyorsun Gökkuşağından Parmakların neden bu kadar hoyrat? Güneşi eğiyor Yağmuru inkar eden bakışların Boğuluyor ömrüm kollarında Irmak taşkınlarıyla denize koşan vefasızlığının Üşüyorum oysa; ıslağım Umursamıyorsun Sancıyan yanlarımı uyutan bir ağrı Raylara serili döşeğimin örtüsünü çekiyor Huzursuz bebekler doğuruyorum saat başı Bahtına yenik ve uslu Hiçbiri ağlamıyor Bu sessizlik yâr, senden yadigâr Sussam harflerim kanıyor satır arası Konuşsam ziyan An be an düşüyorum bir kelebeğin kanadında, hayattan |