ölüm nefes aldığında
Gecenin altına
süpürülmüş saatler sigara telaşına düşmüş gözlerim evdeki tüm cepler gibi tersyüz aynadaki yüzüm… Böyle zamanlar varlığında önemsemediğim kadınlar kadar özlem duyarım bir dal tütüne. Geceye asılan ses bitirir işimi. Galata köprüsü gibi işlek apartıman dairesinde her on yılda bir ev kaybetmiş birinin akla ziyan yalnızlığı… Merdivende gördüğün kadına geçmesi için kapıyı açık tutar beklersin ve kancık bir teşekkür bile etmeden geçip gider yanından. İşsizlik değil, buna takılı kalmak delirtir insanı. Ve atom bombasını düşünmek. Japonya’yı istila sırasında ölecek Amerikan askerleri yerine ölü Japonların hesabını daha kolay vereceğine inanıyordu Truman. Ölüm nefes aldığında. Bu düşüncelerle bir dal tütün arayışında masadaki kağıtlar altüst kitaplar insansı depremle devrilmiş koltuk minderleri yer değişmiş atom bombası değil bir dal tütün yeter evin içine etmeye. Sonunda bir sigara bulur, koltuğa oturup dudaklarıma yerleştirirken Nazi kampları, ve atom bombası arasındaki benzerliği düşünürüm… |