yar'ından düşen güvercinŞiirin hikayesini görmek için tıklayın ’’düşmesem de uçacaktım’’ dedi güvercin tekmeleyen rüzgâra ’’bir daha çağırma’’. Sıkıntıyla sayfa atlarken En mühim cümlelerini okuyamamış olmak bir kitabın Kaçırmak aslını... -Ki hep ayrıntıların arasına gizlenir asıl Bul beni mi der Bulma mı Kim bilir?- Şimdi bir kitap gibi okuyorum yüzünü Ağır ağır Defalarca inip çıkıyorum bir çizginin üzerinden Çizgi dediysem doğru değil Yol yol düşüşlerin var doğruyu kesen Yol yol kalkışların var aceleci Ve sarılışların var en çok ovadan bozma plato Nasıl olur diye soracaksın belki coğrafya bilgimden şüphelenip Ben sana altı doldurulmuş kıyılardan bahsedeceğim Bir sarsıntıda özüne dönen Ve döken üstündekileri İşte öyle düştüm diyeceğim üstelik Sorma iyisi mi! Öğrenme hangi sarsıntıda dağıldığımı Ki dağ sanıp yaslandığım göğsünü severim hala Yanılgılarımın içinde yanmak hoşuma gider Efsane Anka’yı düşünürüm böyle zamanlarda Teşekkür edesim bile gelir ateşimi yakana Külümü savurma! O bana lazım yüzünü daha iyi okuyabilmek için Yani ısrarla Problemin çözümüne adadım aklımı Hangi yoldan olursa Olsun! Doğru cevaba ulaşınca Unutacağım söz Sen başka bir köprü atacaksın hayata Etrafından dolaşacağım En kısa yol bildiğin yoldur diyen adama Sarılacağım vefayla Sen yeni haritalar ekleyeceksin kaşlarının arasına Keşfedilmemiş kayıp kıta! Hiç bilinmeyeceksin başkalarınca Adın bir ünlem olarak kalacak dudağımın ucunda Döndüm diyeceğim Döndüm yorulunca. |
yahu hakikaten tutunmak zormuş bazı şeylere...uçurumlara..