Kırk Yıl Sonra -43- Sulf / S
ertesiğün ağşam garannığı da oldu
Gövcelliye ğadak cibinen geldik köprüde endik, ver elini bazar yolu Yazılıgaya, Söğütlü, Hasan Çeşme geşmiş gün tütün sardık çobanın biriyne gecenin geç leylisinde, köyede girdik eveğeldim, Teslimenin suratı beş garış annatdı Hasan Abey yengemin elini ağzını Osmanın garısıynan yattığı evin gapısını Ümmünün elini ayanı, azını ba(ğ)lamış ordan yerden bi çul galdırmış sarmışlar sırtlamışlar hadi, inat etmiş iki de artmışlar anasının çığrınmasına ğelenner, onu gurtarınca Osmangilin gapısını aşmışlar, neçe sonura seğirtmiş duvardahı tüfe(ğe) iki sıkı atmış emme narasın, olannar olmuş, gardaşı gaçırılmış zabala candırma gelmiş e(vi)mizi basmış, ötekinnerin yakınnarına baya bi zopa atmış “şabık gaç; eve dama u(ğ)rama, nolca(ğı) belli olmaz gebersen gurtulusun emme, bu ileke ölsen çıkmaz” Hasan Abeye habar veren dedim, bakdım candırma o değilden Gökdere söğütleri, zaba(h)lada Akdağa Hasan Abeyinen Üseyin Abey epili bi yatmışlar bereket versin ifadeleriynen beni gurtarmışlar.. ARKASI YARIN Resimdekiler Hacıoğlu, Deliamatoğlu, Garabayram ve Türkoğlu KARAMUSTAFA NAM KAHRAMANIN AĞZINDAN OLAY ONUN ANLATIMI İLE NAKLEDİLMİŞTİR. ANCAK; ÇIĞLIĞA GELENLERE ÜMMÜNÜN ANASI TARAFINDAN İLK SÖYLENEN "Emmisi Ümmüyu gaçırdı gonşularrr.. Garamusduk gızımı gaçırdı etişinn.. cangurtaran yok muu etişin gonşulaar" ŞEKLİNDE OLMUŞTUR. DURUMA TANIK OLANLARCA ANLATILAN; DİĞERLERİNDE KÜÇÜK OLSADA ASIL ÇETEBAŞININ VE DİĞERLERİNİ KULLANANIN VE BAŞKA KÖYLERDEN KIZ KAÇIRAN, SÖZVERDİĞİ YERE DE BAŞKASINI KAÇIRAMADIĞI İÇİN NİŞANINA RAZI OLMADIĞI YEĞENİNİ GÖZDEN ÇIKARAN, KÖYE DİĞERLERİNİ YOLLAYARAK YAKALANMAKTAN KURTULAN, BİLAHARE YEĞENİ İLE SULF OLUP DAVA DÜŞTÜKTEN SONRA KÖYE DÖNEN ANCAK DAHA SONRA YEĞENİ TARAFINDAN VURULSA DA ÖLMEYEN KİŞİNİN KARA MUSTAFA OLDUĞU HERKESÇE BİLİNMEKTEDİR. TARİHİ OLAYA YORUM KATMAMAK ADINA DEVAM EDECEĞİM.. *************************** DOST KALEMLERDEN *************************** nasıl kıyar böyle; emmi yeğene adını verir elalemin diline sözde gelin eder yaban ellere gaçıran el olaydı, emmi yerine dağ taş insafa gelir hatta düşmanlar bile emmi insafa gelmez, üç-beş guruş uğruna gücün Ümmüye mi yetti emmi müsvettesi kendin koruyacakken, nasıl kıydın yeğenine nasıl kıydın söyle gül yeğenine mezarda yerin yok böyle biline toprak bile kabul etmedi seni ömrünce sürünsün sen gibilerde demek ki Ümmülerin kaderi bu kkıyılıyor nice uÜmmülere acımadan. çaya da düştü dutamadım golunu uzakta düştü bulamadım yolunu akmayası çaylar nerelere goydun Ümmümüü offfff suna boylumu offffff offfffffffff... UŞŞAKÎ |
ertesiğün ağşam garannığı da oldu
Gövcelliye ğadak cibinen geldik
köprüde endik, ver elini bazar yolu
Yazılıgaya, Söğütlü, Hasan Çeşme
geşmiş gün tütün sardık çobanın biriyne
gecenin geç leylisinde, köyede girdik
eveğeldim, Teslimenin suratı beş garış
annatdı Hasan Abey yengemin elini ağzını
Osmanın garısıynan yattığı evin gapısını
Ümmünün elini ayanı, azını ba(ğ)lamış
ordan yerden bi çul galdırmış sarmışlar
sırtlamışlar hadi, inat etmiş iki de artmışlar
anasının çığrınmasına ğelenner, onu gurtarınca
Osmangilin gapısını aşmışlar, neçe sonura
seğirtmiş duvardahı tüfe(ğe) iki sıkı atmış
emme narasın, olannar olmuş, gardaşı gaçırılmış
zabala candırma gelmiş e(vi)mizi basmış,
ötekinnerin yakınnarına baya bi zopa atmış
“şabık gaç; eve dama u(ğ)rama, nolca(ğı) belli olmaz
gebersen gurtulusun emme, bu ileke ölsen çıkmaz”
Hasan Abeye habar veren dedim, bakdım candırma
o değilden Gökdere söğütleri, zaba(h)lada Akdağa
Hasan Abeyinen Üseyin Abey epili bi yatmışlar
bereket versin ifadeleriynen beni gurtarmışlar..
ARKASI YARIN
Güzeldi üstadım yine severek okudum yüreğin kalemin daim yolun ve bahtın açık olsun
Saygılar