Kırk Yıl Sonra -39- Sulf /n
.
derken Hasan abey geldi, sırtında Ümmü, atdı arkaya elleri, a(ğ)zı ba(ğ)lı gan çana(ğı) yüzü, sesi kısılmış, hırıltılı bindi, “sür” dedi Üseyin abey de geldi “şükür” dedi, bilmen neye şükretti “sür abey” Ümmü debeleniyo.. bağladılar ayaklarını.. yalvarıyo emme aldıran kim ordayın deye şükrettim.. bu şerefsizlerin neytce(ği) belli olmazdı sallandık ovaya aşşa bende dovaların bini bi para.. Kodano(ğ)lu, “-Hasan abey, Musdabeynen gavilleşdik de bi yüzlüğünüzü daa alcan” “-sen öğüne bak bizimolan” “-hinciden deyen de, ..” … “-hemi siz bö(y)le demediydiniz, hani o(ğ)lan” “-ulen bak.. senin ananı, avradını ..” “-şakadan dedim Hasan abey yauu, valla şakadan nayet bu bi hayır işi, biz de bi sevaba girelim” “-canını sıkma isanın, gatil etme isanı” Akyolu da döndük, şöfer şavkı aşdı yardık getdik, Payamdaş, Depeyurt, Zırtlandere, ovanın yüzü her çalı gözüme candırma ğibi gözükdü.. ben cibin ön yandayın, dönüp ardıma bakamayon ömr-ü hayatımda ilk diba o ğün cibe biniyon “Allah sonunu hayretsin emme çok gorkuyon, ömrübillah okuduğumdan çok dova okuyorun ya ona bana da evde galannara Osman.. Sümen.. ... ... ARKASI YARIN |
Severek okuyorum bu diziyi hocam,
Yüreğine kalemin iç susmasın
Yüreğine kalemine sağlık,
Saygılar selamlar