No-k-ta
şimdi, cümlelerini yırttığım bir hikayenin içinden sesleniyorum sana,
kırıp döktüğün şarkıların ilk nakaratı gibi anlatıyorum, sol anahtarım, bana bıraktığın acıdır artık, ve başka notası yok bu şarkının... Gittiler işte, kim varsa, teker teker... şimdi, seni özlüyorum saçmalıklarını rafa kaldırıp, dinlemelisin yaşadığım acının ilk fragmanıdır bu, düşün... sevmeseydik, dokunmasaydık, öpmeseydik ağızlarından, bu kadar çok ve bu kadar yoğun... yapmasaydık hiçbirini, sırtlarını çevirip giderler miydi? hiç bilmiyorum... bilmiyorum çünkü, aklım biraz yoğun... "sana taşabilir..." dinle, aldığım nefesin keskinliğiyle sesleniyorum sana, "Eksik kalmış ne varsa şimdi, tamamlayalım gel desen, ne yaparım bilmiyorum, ama sensiz yapamıyorum..." dinle, yerlere serilmiş bir cesedin acizliğiyle sesleniyorum sana, başka insanların yanından kurmak istiyorum bu cümleleri, farklı saç tellerinde gözlerimi açmak, değişik açıdan bakmak hayata, ve kim dese ki gel, ayağa kalkabiliyorum, ama yürüyemiyorum... Siz mi? Gittiniz işte, aldatarak... şimdi aç kulaklarını, avuçlarıma doğurduğun acının, yeni notalarıdır bunlar, ve karşılık ver, dudaklarınla, ellerinle, nefesinle, ya da anlayacağın dilden olursa, nerenle denk gelirse işte... dinle, anlatacağım kısa kelimeleri uzattım, çünkü, şimdi sana sadece gel desem, o kelime regl halinde, utanıyorum... ve utancımdan öpüyorum senin yerine koyup... sana gel diyemediğim saatleri sildim, dudaklarına değmeyen dudaklarımı kestim, seni görmeyen gözlerimi kapattım hayata, seni çağırmadığım ellerimi koparttım, nakaratı olmayan bir şarkının ritimleriyle ağlıyorum ve ben ağlarken, sen gülüyorsun bir yerlerde belki, kim bilir... Gittiniz işte hepiniz, benimle olmak istemediğiniz için değil, bir başkasıyla olmak istediğiniz için... oysa beraber başlayıp bitirebileceğimiz ne kadar çok şey vardı, aldığımız nefes gibi aldığımız nefes diyorum çünkü, sen gidince soluk boruma bir acı saplanır, nefes alamam, dinle, verdiğim son nefesle anlatıyorum bunları, yenisini almaya gücüm yok! Ya siz? Gittiniz işte bütün olarak, avuçlarım kirlendi, kalbim parçalandı, nefesim kesildi... nefesim... ve ben beraber aldığımız tüm nefesleri topladım şimdi, almamak üzere vermek adına, senin adınla... Siz mi? Gittiniz işte, daha çok mutlu olmak için, yüzüstü bırakarak... dinleyin şimdi, dinlediğiniz tüm şarkıları unutarak ve utanarak biraz da, "acizliğimizin şarkısını..." "öldük, parçalandık, yaralandık, kanadık! Çünkü gittiler! Aldatarak, kapıları yüzlerimize çarparak, küfür ederek, suratımıza tükürerek, yarı yolda bırakarak... Ama gel deseler, gideriz hepimiz, hepsi bu..." Onur Budak |