İğde çiçeğine üfleyen kadınlar“Bilmezler; Hükümsüz gecelerin/ Yürekte hecelendiğini…” Yılgına gider gibi acıları Körkütük sarhoşluğun seyrinde Demlenen eril beyinlere Aşkı betimlemiş çakır gözleri Ve tığlı ellerinde güneşi yamarlar Sıcak nefesleriyle/ O kadınlar… Varla yok arasının En ince çizgisinde Birazdan kopacak Söz eksiği bacıların Ürkek nazlarından Yeni tomura düşmüş Alaca zigotların Kan aralığında Hasta uzuvlar sarar Yıllanmış şarap yaralarını Ve terli omuzlarında Hayatın bitmez yükü Sancıları gelincik çiçeği Göbek bağını keser kına taşıyla Serseri bir ömre getirdiği ceninin Ağıtları mağrur; Başları dik kayaların Bir avuç üzüme ezilir Analık yürekleri/ Yol başlarında erkek Tarla başında ırgattır Mayasıl yılların tenceresi Buğday unundan herledir Tüm çocukların bakışı… “Ezik bir türkünün/ Ağıt bölümünde gizlidir kadın” Son çağlara soyunurken İzsiz bir merminin Yol ayrımıdır bakışları Sağanak yağmur çiseltisinde Eriyen taşlara benzer nakışları Gölge eriyiklerinde En başta gider çırpınışları Ahı bitmeyen gelinlerin Salkım saçak sözlerinde İğde çiçeğine Elif-ba üfler kadınlar Son ciğerin ziftine kadar… Öncelikle çok değerli Edebiyat ailemin editörlerine ve beni yine şiir yolculuğunda yalnız bırakmayan sayfama gelen yada gelmeyen tüm şiir dostlarıma,sevgi ve saygılar |