sen gözlerimde ağlayabildiğim kadarsın...Yıldızlar ölgün Ay ışığı isyankâr Ellerim veda utangaçlığında Adımlarım incinmiş kaldırım Okunmamış bir mektup gibisin Kül dalgası olup Dudağımın kıyısına vuran… Gözlerimden son bir kez suçüstü geç Söz İntihar süsü vereceğim ölümüme… Sen gözlerimde, ağlayabildiğim kadarsın Çiçekler ay yanığı Mevsimler bağ bozumu Sözlerim mühürlü tutanak mırıldanışı Kollarım semazen hüznü Firari bir günce gibisin Karanfil sızısı olup Kahr-ı kıyameti yaşatan… Gözlerimden son bir kez suçüstü geç Söz Kefensiz susuşlar imgeleyeceğim şiirlerime Sen dişlerimde, sıkabildiğim kadarsın Şimdi Kekre bir ayaz kusarken bölünmüşlüğünde Sensizlik ağlamanın Kaçta kaçıdır… Sen gözlerimde ağlayabildiğim kadarsın Sen dişlerimde sıkabildiğim kadarsın… Kızılcan/2013 |
buralarda yokluğun bir asrı doldurdu bilesin..
'Sen gözlerimde ağlayabildiğim kadarsın
Sen dişlerimde sıkabildiğim kadarsın'…
kimi zaman denizle aramızdaki boşluktan söz eder gibi..
düşlerinde geniş bir harman kurulur bilirim.
sonra derin vadilere ağlarsın,gizliden..
çıldırasıya coşkuya meyilli düşlerini akıtırsın o yeşil vadine.
ellerinde harman yerlerinin ılıkl kokusu boşuna değil..
gemi azıya almış bir hüznü,gözbebeklerine sığdırmak kimin harcı sahi?.
ve sen o derin vadine düşür gözlerini ki,
dilsiz kekik kokuları telaşla yolculuklara çıkarsın düşlerini yeniden.yeniden...sevgilerimle..