/“Merhaba” dedi kadın kader çizgisiydi an Aldanıştı belki de yekpare geçti zaman/
Gül kurusu gündüzün doğumuydu bakışı Çırpındı kuş yüreği özgürlüğe amade Sarhoş etti ansızın içerken aşk-ı bade Duyumsamadı bile durdu vaktin akışı Rüzgar hiç esmiyordu yağmur ise bîçare Kainat sus pus oldu kalbi mühürdü yâre
Dokunsa bozulurdu masalımsı mutluluk Yaklaşmadı, tutmadı, baktı sadece baktı Her baktığında derin, sonsuz ummana aktı Evet dedi, işte bu, yeryüzünde ululuk Ayak yerden kesilip yükselince semaya Gerdi aşkın okunu yüreğindeki yaya
Perde perde inerken gözlerine saadet Korktu, titredi kadın başının dönüşünden Sonra derin haz duydu efkârın sönüşünden Korktu, hep sustu kadın havada loş sükûnet Esrik kokusu yoktu, dumansızdı anılar Gecenin çıkmazında terk etti tüm sanrılar
Kimi var ki içemez umudu kana kana Gülemez doyasıya hüzünle ahbap olan Güneş doğmaz, gece hür, zifiri matem kalan Ağıdı işler kalbe, yakarken yana yana İşte öyle bir mevsim, yaprak dökümü hazan Ölüm fermanı gibi okundu aşk-ı hüsran
Bitti dedi ve gitti, dönmedi arkasına Suskunluğu utançtı ve eğikti dik başı Bıraktı sel misali akıp giden gözyaşı Ve iliştirdi hüznü kalanın yakasına Ne kolaydı elveda diyerek çıkıp gitmek Tutuşturup maziyi bir anda yakıp yitmek
Aşk ateşten bir gömlek, çok ağırdır giymesi Kabullenecek seven kor misali yanmayı Bilecek yürek aşkı acılara banmayı Aşk tutulmaz, ölçülmez olanaksız sayması Ağır geldi külfeti taşıyamadı adam Güneş battı, ay söndü, kaldı yeryüzünde gam
Ayrılığın resmini kim çizebilmiş ki kim Acının tarifi ne, kifayetsiz mi sözler Yoksa ayna mı kalbe hüzne bulanan gözler Değişen ne, sıcak mı çorak mı aşkta iklim Kavak yeli esince savrulur kimi yürek Afeti ne can yakar, gözü yaşlı ve ürkek
Alabora olduysan kurtuluş şansı yoktur Diri diri gömülür anılar boş mezara Kapanmaz açıldı mı büyür kalpteki yara Yaşıyorken ruhunu teslim eden ne çoktur Bir aşk daha gömüldü soğuk, kara toprağa Asıldı çaresizlik titrek, kuru yaprağa
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
KIRIK BİR AŞK... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KIRIK BİR AŞK... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Ahmet Kardeşim şiiri güzel ve isabetli tahil etmiş, ben de aynı görüşteyim, bu kalem şiiri ciddiye alıyor ve düşünüp kurguladığı temayı söz ustalığıyla donatıyor, duyguları işlerken insana bir çok şeyi çağrışımlar vasıtasıyla yaşatıyor... Okudukça lezzeti artan mısralar ve de şekil itibarı ile göze hitap etmesi de nefis bir şiirdi... Kaleminizi kutladım... Selam ve saygı ile...
Seda Yükler kaleminden okuduğum en güzel şiirlerden birisiydi. Duygu dolu; sıradanlıktan uzak, değişikliği arayan ve onu da her şiirinde gayet güzel bir şekilde nakış nakış işleyen bir kalem. Bu şiirde de bildiğimiz klasik heceden uzak ve şehirli heceye emsâl teşkil edecek bir şiirdi.
abbacc şeklinde kurgulanmış 7+7 hece kalıbına göre yazılmış muhteşem bir şiir.
Şiirde hecesi eksik bir mısra var. O da nazarlık olsun diye bırakılmış sanırım:)
"Ayrılığın resmini kim çizebilmiş kim " burası 13 hece olmuş.
Kutlarım bu güzel şiir için Seda hanım. Muhteşemdi.
Saygımla
Ahmet EROĞLU tarafından 2/8/2013 11:10:47 PM zamanında düzenlenmiştir.
/“Merhaba” dedi kadın kader çizgisiydi an Aldanıştı belki de yekpare geçti zaman/
Gül kurusu gündüzün doğumuydu bakışı Çırpındı kuş yüreği özgürlüğe amade Sarhoş etti ansızın içerken aşk-ı bade Duyumsamadı bile durdu vaktin akışı Rüzgar hiç esmiyordu yağmur ise bîçare Kainat sus pus oldu kalbi mühürdü yâre
Dokunsa bozulurdu masalımsı mutluluk Yaklaşmadı, tutmadı, baktı sadece baktı Her baktığında derin, sonsuz ummana aktı Evet dedi, işte bu, yeryüzünde ululuk Ayak yerden kesilip yükselince semaya Gerdi aşkın okunu yüreğindeki yaya
Perde perde inerken gözlerine saadet Korktu, titredi kadın başının dönüşünden Sonra derin haz duydu efkârın sönüşünden Korktu, hep sustu kadın havada loş sükûnet Esrik kokusu yoktu, dumansızdı anılar Gecenin çıkmazında terk etti tüm sanrılar
Kimi var ki içemez umudu kana kana Gülemez doyasıya hüzünle ahbap olan Güneş doğmaz, gece hür, zifiri matem kalan Ağıdı işler kalbe, yakarken yana yana İşte öyle bir mevsim, yaprak dökümü hazan Ölüm fermanı gibi okundu aşk-ı hüsran
Aşk ve sevgi için yazılmış güzel dizelerdi, şairemizi kutluyorum.Yunus diyarından selamlar.
Aşk ateşten bir gömlek, çok ağırdır giymesi Kabullenecek seven kor misali yanmayı Bilecek yürek aşkı acılara banmayı Aşk tutulmaz, ölçülmez olanaksız sayması Ağır geldi külfeti taşıyamadı adam Güneş battı, ay söndü, kaldı yeryüzünde gam
Ayrılığın resmini kim çizebilmiş kim Acının tarifi ne, kifayetsiz mi sözler Yoksa ayna mı kalbe hüzne bulanan gözler Değişen ne, sıcak mı çorak mı aşkta iklim Kavak yeli esince savrulur kimi yürek Afeti ne can yakar, gözü yaşlı ve ürkek
Alabora olduysan kurtuluş şansı yoktur Diri diri gömülür anılar boş mezara Kapanmaz açıldı mı büyür kalpteki yara Yaşıyorken ruhunu teslim eden ne çoktur Bir aşk daha gömüldü soğuk, kara toprağa Asıldı çaresizlik titrek, kuru yaprağa
Seda YÜKLER
Çok çok güzeldi dizeler hocam severek okudum, Yüreğine kalemine sağlık, yürek sesin hiç susmasın..... Saygılar selamlar
Aşk ateşten bir gömlek, çok ağırdır giymesi Kabullenecek seven kor misali yanmayı Bilecek yürek aşkı acılara banmayı Aşk tutulmaz, ölçülmez olanaksız sayması Ağır geldi külfeti taşıyamadı adam Güneş battı, ay söndü, kaldı yeryüzünde gam
her zaman taktirle okuduğum kalemden ne güzel bir şiir dökülmüş..kıyısız tebrıklerımı bırakıyorum