Kırk Yıl Sonra -14- Oof off! dkimin aklına uyduysak; ömrümüze yetti ev sahibi olmak hayali ama birileri benim ömrümden çocuklarımdan çalabildi nasıl vicdanları elverir bilmem, anlayamam insanlığı anladım kâr kalırmış, herkese elden çaldığı ya sözde hayat arkadaşı dediğin koynuna aldığın kadın önrünce kazandığını verdiğin bir kaba inşaatın kapısı penceresi olsun diye “hanım bileziklerini” dersin sanki başkasına kalacak gibi senden “tapu” istesin evladı olsa neyse, hanımın benden ayrı cüzdanı bu aymazlık ne akla hizmet, Allahım bu ne izan can yoldaşı olur mu böylesi bir kadından kimin için çalıştım bunca zaman, kimin için kazandım ben kimin için niye aç kaldım, nerede oğlum kızım her birinin benden g/ayrı muradı ben çalmadım çarpmadım, diyebilmek adına, yaşadım ne kayırdım, ne iltimas, ne zerre rüşvet, ne de bir kıç yaladım ama gördüm ki ahlak izan bilmezler, fahişeler, deyyuslar kapılarında! en yücem.. Devlet-i Aliye-yi el pençe divan tutarlar.. geç anladım “onurlu olmak beş para etmezmiş” ne acı an geliyor insan,! “yeter artık be” diyor feleğe kahrediyor ilahi adalate, toprak beni çekiyor mu ne! yorgun argın gittiğim yolun neresindeyim… diye düşünmekten vazgeçiyor insan her keresinde kendiliğinden kabulleniyor gidişatı |