KURBAN EDİLEN ŞAİRŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Şiirde geçen olay ve kişiler, tamamen şairin hâyal ürünü olup, gerçek kişilerle ilgisi yoktur.
Menkıbe tükenir mi güzel yurduma dair;
Şair edilen kurban, kurban edilen şair… Alınanlar olsa da bu şiirden dolayı; “Nerden çıktı?” diyene anlatayım olayı: Kurbanlık satıcısı Mustafa Şaltu vardır; “Tom” adıyla bilinir, samimi ve kibardır. Avlusunda kurulur, bayram öncesi pazar, Satılan koyunlara evvela isim yazar. Kurbanlıklar toplanır ağılının önünde, Tek tek bıçaktan geçer bayramın ilk gününde. Ardından, sahipleri hemen sıraya girer, Yüzme ve parçalama, birkaç dakika sürer! Bu durum istisnasız devam eder her sene; Mevzuyu hatırlayıp başa dönelim yine: Şaltu’dan bir kurbanlık almıştır bizim Hoca, Adını demesem de, tanır onu Alaca!* Birkaç satır yazınca, göle maya tutturmuş, Şairlik ağır basmış, ismini unutturmuş! Şaltu, adını sormuş yazmak için koyuna, Bizim Hoca, şöhretten yine gelmiş oyuna. “Şair yaz!” demiş Hoca, “Çok büyük şairim ben; Şu kadar şiirim var, benden büyük yok zaten!” Mavi yağlı boyayla yazdırmış unvanını, Aklına getirmemiş işin diğer yanını! Alaca çalkalanmış, “Duyun komşular duyun!” Sürüde meşhur olmuş “Şair” lakaplı koyun! Bayram günü kurbanlık tamamlamış mühleti, Hakk’a kurban olmakmış şairin akıbeti! Dedim ya, neler yok ki memleketime dair; Şair edilen kurban, kurban edilen şair! Halil GÜLŞEN *Not: Şiirde geçen olay ve kişiler, tamamen şairin hâyal ürünü olup, gerçek kişilerle ilgisi yoktur. |