Çağırma Beni
Yağız bir ata bindirdim gurbete sitemlerimi,
Çağırma beni bu yağmur arefesi mevsimlerde. Meşgulüm çiçeklerin hazan sonu hüznü ile. Kırık bir gönül hikayesi okuyorum kendi ekranımda, Yeni kurumuş mendilimi katlıyorum zamanın öfkeli çarkında, Ve bir gitar sesinde boğuyorum günlüğümü insafsız. Çağırma beni, gözlerim yoruldu arkandan bakmadan, Alışmaya çalışıyorum yaklaşan karanlığa, suskun bir acıkma ile, Ellerimi saran hüsranı hatırlıyorum Mayıs sonlarında, Yalpalayan adımlardaki cesaretimi düşlüyorum, Yalnızlık sarhoşluklarından dünyaya geri dönüşümde, Ve aşamadığımı kendimi, susuzluktaki çaresizliğimi. Çağırma beni bu gelen azıksız yalnız akşamlarda, Saatleri kurmam gerek beşinci mevsimlere, Çantamı hazırlamalıyım dönüşsüz yolculuğa, Bir köşede bir cümle tasarlayacağım mezar taşıma, Safca beni ve felsefemi hatırlatacak, Ve şikayetim yaradanadır güzel, saklanman boşuna. Çağırma beni,kapatacağım perdeleri düne sonuna kadar, Ve kilitleyeceğim kapıları vuslat türkülerine duygusuz, Bir beste, alaşafakta söylenecek iki sesli, denize karşı, Bir şiir,loş bir akşamda okunacak Yeşil bir tabloya karşı, Ve bir yumruk kükremesinde, duvarların yıkılışında, Sen uyurken geleceğim iklimine, zaman ötelerinden ok gibi. Çağırma beni, bulut olup boşanmayacaksan ellerime, Çağırma türküleri yarım bırakıp gideceksen yine, Gözlerini kapatacaksan yarınlara umutsuz, Açmayacaksan ellerini vecd ile göklere, Ve duymayacaksan rüzgarımın ılık davetini içten, Çağırma yorgunum, yarınsız sabahlara uyuyacağım Muzaffer Eker |