ÖNCE YILDIZLARIMIZI TOPLADILAR
önce yıldızlarımızı topladılar
göğümüzden bir bir, surat astılar hilalimize, sonra sıvamaya çalıştılar güneşimizi balçıklarıyla, kara bir ihanetti arzuları, sinsi sinsi saklayarak niyetlerini hınç beslediler filizlerimize… oysa, ararken yitik sevdamızı birlikte koşmuştuk ufuklara, aç, açık oluşumuza aldırmamıştık, aldırmamıştık kara, yağmura, gece, gündüz birlikte düşmüştük yollara, haram etmiştik uykuları gözlerimize… iman ve vatandı mefkûremiz, adalet ve huzurdu, özgür olmaktı dileğimiz. zalimlerden başkasına kini silmiştik lügatimizden, bir muhabbet ikliminde ıslanmaktı gayemiz. sevgiden gayrı muska takmamıştık yüreğimize… kadınlarımız, kızlarımız, kızanlarımız ve tüm canlarımız yolunda olabilmek için yollardaydı gece, gündüz. hiç yılgınlık sinmemişti tahammüle tutkun izlerimize… onlar maskeleriyle beslendiler, semirdiler tuzaklarıyla, krallıklar kurdular korkular üzerine, biz ise can kaygusuyla sindik, tutsak düştük vehimlerimize, sonunda zelil bir baht ile kapkara bir utanç düştü nasibimize… sinsi ayak oyunları, çok yüzlü maskeler ve efsunlu tuzaklar; özgürleştik özümüzden; çetin bir savruluşla ve terk edip kaçtık ruhumuzu gayrimeşru çocuk misali derin bir gaflet girdabında. yitirdik ruhumuzla birlikte özümüzü, gelemedik kendimize… artık bir çerağ yakmak ya da ışık ışık yanmak vaktidir, vazgeçerek; sırt dönmekten kendimize. doğmak vaktidir; umudun ufkundan; bir güneş gibi, kutlu bir sefer ve tahammül teriyle arınıp, yüz akıyla yürümek vaktidir Rabbimize... |
Bütün çadırlarımda holivut fahişeleri
Başka renklere boyadılar dağları, meşeleri
Bana çok zor geliyor, anlatılmaz
Ve Yunus Emreler ölüyor topraklarda
Her köşe başında bir yıkık lahit
Ben yaşıyorum, huzursuzluğum-sigaram şahit
İçimdeki ben ölüyor, anlatılmaz…"
Ama umutsuz olmak yok değil mi ?
"Kırılır da bir gün bütün dişliler
Döner şanlı şanlı çarkımız bizim
Gökten bir el yaşlı gözleri siler
Şenlenir evimiz, barkımız bizim.." Kaleminiz dert görmesin...