aşka yeşermek
aşka yeşermek
kendini bulmakmış yüreğim ezberini bozmakmış hayatın artçı özlem depremleriyle uykusunu bölmekmiş kainatın gün gelir firak vadisine düşer de yolun dudaklarda sözler asılı kalır tutsak kalır sözler de mânâ akıl bir incir çekirdeğini dolduramaz olur sevgi sığmaz zamana her şafak heybesinde taze umutlar taşıyan yeni bir habercidir her akşam ziyan olmuş bir güne ağıttır hicran makamında bir kem kader labirentinin gizemli karanlığında yalpalar adımlarım yol uzun ümit yorgun sancılanır toynaklarında hasret zaman denen küheylanın her an yeniden depreşir adı unutulamamış acılar ağıt olup yürür gözlerime tüm hücrelerim farkına varır ağlamanın soluğum daralır özlem yokuşunda ateş olup düşer bağrıma hasret nefes bir yumrudur boğazımda feryat vadisinde yankılanır sessiz çığlıklarım uyandırmak ister yâr gönlündeki duygu perisini hüsrandadır umutlarım aklına perdeler çektirmiştir sanki kurşun döktürmüştür kulaklarına bir acziyet açmazında saçlarını yolar aklım huzur sırra kadem basmıştır artık can çekişir kabusların kucağında uykular anlamını yitirir ömür mekanın rengi solar yine sensiz ve sessiz kalakaldım leylin orta yerinde gece upuzun bir yol ben mecalsiz ve bîtap in cin uykuda ayaktadır yüreğim hislerim ayakta uykularıma özlemin düşer bir ateş topu gibi kıymık gibi saplanır düşünceme kaygılar bir darağacıdır artık umutsuzluk binlerce kez sallandığım, umudum asılı kalır şafakta elde kalmış bir aşk sancısıyla çırpınır yüreğim kapısında şaşkınlığın dilimde sitemler var kadere zehir zemberek hayallerimde can yakan hatıran kendimi âr ederken yakalarım uslanmanın kıyısında birden gözlerin yağar üzerime yıldız yıldız, ıslandıkça iliklerime kadar soyunurum yılgınlığın prangalarını karanlıklara bir garip ben olurum o zaman sırılsıklam kendimden üryan… |