Gönül mekkemizde fetihkıvranırken insanlık şirkin kundaklarında doğdu Muhammedî nur mekke şafaklarında bastı bağrına şehir doğan bu öksüz canı kuşattı kâinatı bir mevlüt heyecanı yetimlik ve öksüzlük sarıyorken bahtını abdülmuttalip açtı o’na gönül tahtını kurak göğüslerinden süt verirken halime gerçekleşti inşirah haktan ulvî kelime üzerinde bulutlar titrerken gizlerinde hasret giderdi güneş kumdaki izlerinde vahye muhatap kılıp muhabbet etti mevlâ müşrik kalpler huzursuz, kopardılar vâveylâ zaman ve mekanlara o’nu sığmaz ettiler zulüm ve haksızlıkla huzuru tükettiler ufuklar kucaklarken mahzun muhacirleri hasat eyledi ensar en mümbit ecirleri mekke lisân-ı halle açarak kollarını sanki asırlar boyu bekledi yollarını muhammedî aşk ile fethedilen yürekler girerken mahzun şehre kahroldu engerekler şehri kuşatılmanın tarifsiz hazzı sardı zulme aşina canlar birden farkına vardı bir rahmet ordusuydu şehri kucaklayan ruh inledi utanç ile şirki emziren güruh intikam ve tekebbür yerle olurken yeksan taaccüp kanat kanat, yüreklerde helecan tevazu ve tevekkül durdurdu da zamanı kusva boynunda secde titretti âsumânı firak visale doğru akarken menzillerde tekbir, şükür, hamd, sena coşuyordu dillerde bir fetih ki bozarak istila ezberini insanlık tarihinde aldı seçkin yerini sevgi ve merhametle kuşatıldı gönüller iman bereketiyle çözüm buldu müşküller samimi imanlara lütfeyledi de Allah şirkin simgelerinden temizlendi beytullah şimdi mahsur kalbimiz nice sinsi putlarla âlâ ünsiyetimiz zulümkar tağutlarla iman ne zaman yırtar idrakten maskeleri fetholunur o zaman insanlık mekkeleri nasip olsun ümmete böylesi feth-i mübin kabul et duamızı yâ ilâhel âlemîn. Yusuf AKYÜZ |