Bu Şehri Gece Sevmeliİkiyi beş geçe Şehir/dik, fotoğrafını çektikçe saatler gözlerindeydi aksakallı adamın / keder oltanın ucundaydı yaşam / ıslak aysız gece loş bakışlarında şehir ışıklarına saklı yıldızlar düş / tü emdikçe karanlığı göğsünde batan gün. yalnızlığına dokunan akasya gölgesi park banklarında oturan hüzün Sarıyer de sarıydı saatlerden hazan denizin yorgun lacivert teninde yeşil ışıklı bir gemi ağırlığınca ayrılık geçiyordu rota nereyi çizerse... özlemeler ayılıyordu aşka boş şişeden aşka düşen öpücükler bir araba iki sevdalı / çoğuldu boş konaktan sahipsizlik yansıyordu Sadberk hanımın ışıkları da sönmüş çoktan deniz yatağında sisle sevişirken sessizce balıkçı ağları kaçamak öpüşleri topluyordu dudakları tuz kalıntısı. Saat üç çocukluğunu sokaklara satan üç çocuk oyunun adı duvar dibi en yakına atan alıyor hepsini bozuk para misali harcanmış hayattı onlarınki içimdeki duvar öylesi yıkıldı gitti. hiç bu kadar uzak kalmadım kendime iki adam iki köpek sokaktan evlerinde geceye gizlenen mezarlıktı kuş yuvası ıssızlık masumdu deniz, gökyüzü, parklar ve gecenin insanları uzaklaştıkça boş ışıklı ejderhadan iki yolcuyduk sabaha güneş taşıyan kışa küsmüş kayıklardık belki gemi düdüğüne uyanan martı kanadı bir öykü çırpındıkça şiir düştü ne demeli nasıl demeli Bu şehri gece sevmeli…
|
şiirini okumalıyım çok defa..