Cinnet Lokantası
Kıştan uzun, bahardan kısaydım.
Yanağımda kızların öpüşleri kokardı. Öyle sıcaktılar ki kısaca temmuz derdim onlara. Demekten öte doğardım onları… Neyse biyografiye gerek yok! - İyiydi hocam böyle! Sonra lokantalar açtılar kepenklerini. Alı al moru mor değildi ama Gayet gürültülüydüler. Kepenkleri atlamamak lazım; Metal bir çiçek sanırsın uzaktan Yaklaşsan damperli kelebekler Molotof sıçratırdı üzerine. Sonra köpeklerin kuyruklarına Çamaşırlarını asardı Bir takım kadınlar; Tanırdım birkaçını ve çamaşırlarını; Bir o kırmızı kazağı unutmam Bir de kâğıda yazılan ilk kırmızı harfi. Kalem de komunist değildi ya! Dâhili hatlardan çiçekleri aradığım bir sabahtı: - buyrun - Papatya bakanlığı mı? - tat üstünü kokladınız. - kardeşim sarının tonunu az kısın - sebep - burada ailecek renkten yatamıyoruz! Aslında ben delirmemiştim; Sadece fazlasıyla ben’dim. Ben olmaya bağışıklığım yok değil Ama herhangi resmi bir kuruma Bağışlamışlığım da yok! Kendi halinde bir benim işte. Hobilerim arasında; Uçurtmalara altyazı geçmek, Çiçeklere dublaj yapmak, Bir de porno yıldızı olmak var. Hiç hobi olarak kitap okumadım. -onun da hobisi mi olurmuş! - Lobi oluşturmanın bir çeşidi işte. - Ee entelektüellik fobi olunca… Aynalara kordon dolaşmış Göremiyordum saçlarımın yazısını turasını! Defalarca demiştim oysa; Kapıları yolmayın diye; Diyorum ya sabahtı Ve tüm pencereler meşgule veriyordu. Derken tüm sesler birbirine karıştı: “Domates içen kambur bir kedinin hepatit olduğunu anahtarlarımın altını itinayla çizip kısık ateşte tam on beş yıl boyunca beeekkledddimm dee gelmediinnn diyen sütçünün ineğini fişten çekip musluğu da bir şeker kaşığıyla iyice ağaçlandırdıktan sonra kadayıf elementini keşfetti.” Sokaktan uzun, yokuştan yakışıklıydım. Güneş yerine tuzluk mu doğmuş Yoksa tuzlukla mı serpmişler güneşi bilmiyordum. O esnada mutfakta garsonları yıkıyordum. Tabaklar ütülendikten sonra içtim mandalı. Çiçek işeyip, arı sıçıyordum. İnsanlar şaşkın şaşkın bana bakıp Yanındakinden kanalı değiştirmesini istiyordu. Dünün tekrarıymışım. Bir süre daha kafamın üstünde döndükten sonra Lokantadaki herkesi kolonyağıyla vurdum. Dediklerine göre kafayı yemişim. Kolları sırta uzanan bir gömlek verdiler. Biraz bol ama olsun; Rahatlıkla herkes olabiliyorum. -Duvarın önünden çekilir misin? - Neden? -Seni göremiyorum. |