Kuş besleyenler sokağı- Bak pencereye kuş konmuş - sistir o - sisin kanatları olur mu? - Eceldir o zaman İçtin mi tüm yüzünü acının benden sonrası aynalara ait tekmili üç heceli dört gece yazdıkça ıssızlaşıyorum duymuyor ki beni pencereler belli ki avazımızda ayaz dolaşıyor kurt iniyor sevgilileri öptüğümüz yerlere en çok da göğüslerine biraz da isimlerine Kapıları çalın kapıları duvarların ardında bir kıyamet - Nuh sen misin? Terk ediyor bizi kuş izlerine Hadi çiçekleri evcileştirelim tasma takalım yapraklarına - bak yavrum bu sevdadır İnsanın ölüsünü gördüm ölünün canlısını bildim gömüldüm kazılmış kazılmamış tüm mezarlara üzüldüm olmuş olmamış tüm doğumlara ah hayat, senden uzun bir cümle kurmak haddim değil - kahveni nasıl alırsın - sessiz olsun lütfen tüm kafeler, otobüsler, vapurlar hepsi küskünlüğümün nişanı hepsinde bir yarım var hepsinde bir eksilmişlik daha tükeniyorum yollar demişti uzun zaman önce bir ağaç hepsinin dalları kent soluyor Bak biz de soluyoruz issizleşip sessizleşiyoruz ismi, cismi olan herşeyden ve herkesten mübah kılınıyoruz. Al bak sana elma soydum Âdem ömür ömür ayırdım kabuklarını bu kadar masumsun madem adımla çağırma tüm yalnızlıklarını Ellerriyle, yüzleriyle, sesleriyle tenlerinin en sözgeçirmez yanlarına dokunan o kadınların aşkına, titrek göğüslerinde sönen her ucu açık öpüşün aşkına, diri kalçalarında anbean sızlayan o öpüşün aşkına, bir seferlik ama sadece bu seferlik kendi sözlerinle inkâr et beni - artık yalnız da kalamıyorum Sanki tüm trenlerle terk ediyor bu ömrü çocukluğum - hadi aç radyoyu da kuşları dinleyelim |