Kır Ayazı
Şehrin ilk sabahlarından başladım seni terk etmeye.. Adım attıkça adımlarımdaki ayak sesleri, sakin ve kimsesiz sokakları inletmeye yetti. Kuşlar uçar denizsiz kıyıların kenarlarında. Çatı aralarına gizlenmiş yuvalarındaki kırlangıçlar soğuktan tir tir titremekteler. Şimdi seni sildim yazılan kaderimden aşağı doğru… Ayaz, dallarımı kırmakta ve yapraklarım kurumuş, meyvelerim kuş ısırıklarıyla dolu.
Şehrin son saatlerini ilk saatlerine harmanladıktan sonra, adım adım uzaklaştım senden koca şehir. Bir demir rayının üzerinde terk ettim seni. Ben bırakıp gitmek istemedim aslında, lâkin bana sunduğun yollarda diken bolluğundan ziyade cam kırıklarıyla beraber can kırıkları vardı… Kırıklar içinde kırılmaktan korktum. Korkutuldum yaşamın kanatan yanıyla kalmaktan. Üzüldüm… İnsan hiç mutluluğundan ödün verir mi? Ben verdim. Acemi bir yazda bıraktım en acıyan yanımı, rüzgâr falakaya yatırmakta ruhumu… En yaz yanım ayaz’lanıyor giderken… Düşen yapraklar sarmaşık kokuyor, sararmış korkularla. Siyaha bezeyen sükûtların kapı aralığından bakan, kasım sonu aralığıydı gözlerime devirdiğim. Sol gamzemden kopan cümleler, dudağımdan düşüyor. Yatırdığım uykularımın koyu renk kâbuslarından bir intihar anatomisi yazıyorum vedalara. Şimdi ben, bıraktığın buzul soğukluğunayım. Güneşe asılmış masmavi bir gökyüzünün kırıyım, ben ayazım parmak uçlarından titreyen. Tırnak aralarıma bir cinayet yazıyorum yazdan kalma ayaz soğukluğunda. En acıyan Kıra/yazı’nda elbisesiz kalıyor ruhum. İşte! ÜŞÜYORUM.. Oysa ben yaz aylarında düşmüştüm ayazına. Üşüten yüreğimden, sıcak bakışına bir kalp bırakıyorum. Seni yazınla baş başa bırakıp, ayazımı alıp gidiyorum. Aralığın bana bıraktığı son ayrılık mahlasıdır bu! Son vedadır Ankara’ya Ben, Kır Ayazı… İsmail Mancar / Kır Ayazı… |
Üzüldüm…
İnsan hiç mutluluğundan ödün verir mi?
Ben verdim.
Acemi bir yazda bıraktım en acıyan yanımı, rüzgâr falakaya yatırmakta ruhumu…
En yaz yanım ayaz’lanıyor giderken…
:(( hüzün derindi ...fena sarstı çok fena...
yüreğinize daim esenlik dileklerimle.Saygıyla.