Cezaevi Notları
Saat on dört suları, günlerden salı
Ramazanın yedinci günüydü. Güneş tepeliğini yitirmeye başlamıştı Gardiyan; "Boşaltın bahçeyi" dediğinde: Ben bütün içimi boşaltmıştım... Hem bu gün kızımın doğum günüydü. O bilmiyordu bile, benim içeride olduğumu. Söyleyemedim de. Zaten söylemeye vaktim de olmamıştı. Sadece kısa bir telefon görüşmesinden ve durumumu bildirmekten başka. Onu bu mutlu gününde yalnız başına bıraktığım için kötü hissediyorum kendimi *** Canım yanıyor kadın! Açtığın yarayı temizleme derdindeyim hâlâ Sargı tutmuyor her yara Her bir yaraya her sargı kapatılmıyor. Yine karardı hava İçim gibi simsiyah kesildi her yer Yüreğim gibi ağrılı bir gece başlıyor yine *** Hep uyumak derdindeyim Uykuya dalıp bir daha hiç uyanmamak gibi Sonsuz uzaklar görmek derdim Dağlar yeşiller Maviler Yüzüme maviliklerin ıslaklığı vursun istiyorum İçinde rüyaların tozpembeliği olsun *** Güneş öğlen doğuyor tepeleme Daha akşam olmadan saklambaç oynuyor bizimle Dağ yok burada, toprak yok Alabildiğine yüksek duvarlar Alabildiğine taş Gel de alış alışabilirsen be arkadaş Cezaevi Notları 17 Ağustos 2010 |
Zor be arkadaş..
Tebrik ederim..