Uçurtmaların Kuyruğu KopmasınKar taneleri Perçem perçem yeryüzüne düşerken Üşüyen o minicik ellerini koynuma sokup ısıtmanı isterdim Yokluğun hüznü gözlerinden damla damla boşalırken yeryüzüne Kâğıt mendil gibi parçalanırdım avuçlarında Ellerimizle talan ettiğimiz dünyanın Bakir yanlarından ışık süzerdim belki koynuna Belki de yeşilin en güzel tonlarıyla bezerdim dünyanı Zaman Karartmalarında umutlarımızı Siyah anlara çevirmeseydi ey çocuk Her köşesi talan edilmiş bu koca şehrin Dar sokaklarına toprak atardım Umutlarımızı eker fidan gibi büyütürdün yarınlarımızın dar vakitlerine Gün yelesine tutunduğumuz tay olurdu Uçurtmalar uçururduk özgürce gökyüzüne Ve Gözyaşlarımızı demlerdik avuçlarımızda Şu dar sokakların sekilerine oturup ağlamazdık seninle Islık çalan rüzgârın sesine uzanır Yüreğimizin sokaklarında çelik çomak oynardık Belki de Salkım söğüt dallarından düdük yapar çocukluğumuzu yaşardık Ağlamazdık seninle çocuk Hırçın gecelerin fırtınalarında gökyüzüne yıldız asar Dilek tutardık altında Ellerimiz sapan tutup taş atmazdı Kalem tutar aşk şiirleri yazardı Bombalar patlayıp kollarımız parçalanmazdı ey çocuk Yârimizin sırma saçlarını okşardı Biraz umudumuz olsaydı şimdi büyümezdik Biz seninle yeniden çocuk olurduk Ey çocuk |