GülümseyeceğimBir konuşsa hele bir konuşsa akasyalar açacak dudaklarımda dağ ormanlarında iki nehir kavuşacak bulutlar bu kez güne güneşler doğuracak bir konuşsa cıva dolu sancıların kurşuni ağrıların atıldığı kır çiçeği omuzları buluşturan nice köprücük kemikleri gönüllere çağlayacak sarmaşık kavsi kaşlarını kaldırıp bir baksa içinde cennet bahsi geçen dudaklarını açsa bir konuşsa binler lotus can bulacak sineye gömülü çekmeceler açılacak savrulacak gül kesiği yaralar turkuvaz insan kemikleri karanlığa parlayacak mor çiçekli basmalar endama dolanacak merhamet yağacak mecnun avuçlara ferhad hiç habersiz vuslat madeni bulacak bir konuşsa inci mercan denizlerden maşuklar el sallayacak nar olup iç dökeceğim bir konuşsa galiba galiba gülümseyeceğim. |
İnsan böyle yatırırsa umudu onun ağzına....cümle her türlü tamamlanabilir aslında. Ama ne olursa olsun bunları hissedebilmek güzeldir. Ki ne kadar da temizdir ve ne kadar da anlamlı dışardaki telaşa gürültüye bakınca. Anlam dediğimiz ise noktasal bir şeydir. Belki de öyle boyutsuz şekilsiz yer kaplamayan türden. Ne bileyim işte. Şiirdeki kadar hoş olmasa da gülümsedim şimdi. :)
Yani düşündüm de birden yani bunları yazarken bu duygu kadar muazzam değişen ve kendine düşeni dönüştüren bir başka şey yok. Neyse çok.karıştım.:)Hem karıştım hem de karıştırdım ortalığı..
Şiir? Hiç hayal kırıklığına uğratmıyor. Çok güzeldi.