Nar paltolu kar kuşları“Boyamışlar yiğit kanatlarını/ Kan kırmızı asaletlere…” Bu kayboluş; Bu kendinden gidiş Beyazlık kurtarmaz Siyah balçık tenleri Eller üşüyor/eller bağlı Diyelim/ki! Boş kehanetlerin ipine asıldık İnsanın kurdu kendine Masumane yalanlar Gideceğiz elbet/ Acem yüklü Trenlerle Uzağa… Zamanın son diliminde Marduk denen bilinmeze Sevemedik bir serçe gülüşünü Kara bandı çocuklar pamuk şekerini İzlerini takip ettik gelip geçenlerin Acılar kanattılar yüreklerde Sim işlemeli acılar… “Kara bir gölgeye sunulacaksa Besmelesiz bedenler Feda edilmez…” Hayta bir soluğun Son çırpınışı/ Çantalarında aşk mektubu kuşların İnce sığıntıların barikatına doğru Bu uçuşlar kaçış/mı? Kendinden bıkarcasına Ve bir türkü ciğaralamak Taze çiçek dallarından… Nihayet demek; Ölü toprağı serilmiş umutlara Bir gözyaşının teline dokunmak Nar paltolu kuşların Son geçişimi ne/ Sağanak zamanlara Çaresiz… Cesaret yok serde! Kükremeye ve dil ekşitmeye Avuçları kanatırcasına Kavramaya gül kokulu elleri Sarılmak diz boyu baştan ayağa Gidiyoruz… Kan kırmızı inançlara Yüreğimizde nar paltolu kuşlarla Kar toplamaya… |