Kıyamet
kıyamet kopmak üzere ve biz tavla oynuyoruz
önümüzde ucuz brokoli salatası kahkahalar yoldaşımız hüzün de uzakta değil ama yanı başımızda hüzün yıldızlar misali parıltılar saçan hüzün bizim dünyamız budur işte yaşamdan anladığımız kıyamet kopmak üzere ve biz tavla oynuyoruz bir başka yaşam ihtimali diyor umut der demez bir başka yaşam düşlüyoruz işte böyledir umut ağzını açtığı an düşlemeye başlarız kıyamet kopmak üzere ve biz tavla oynuyoruz sarımsağın tadı var ağzımızda ama kendi yok bu da mucizelerinden biridir umut’un –onu tanımalısınız kıyamet yaklaşıyor ve biz tavla oynamaya devam ediyoruz ‘aşk bir savaştır’ diyor klaus meine kadife sesiyle deniz geliyor aklımıza gülümsüyoruz düşeş atıyor umut köpürüyorum kırk yılda bir diyor olsun o kadar deniz’i görmek ister misin isterim tabii diyorum ve umut deniz’i düşlüyor o düşleyince gerçek oluyor deniz ben düşleyince olmaz halbuki neresinden baksan taraf tutma neresinden tutsan adam kayırma kıskanmıyorum hayır düşlediğimde gerçek olabilecek şeylerim olsun istiyorum sadece bu da mucizelerinden biridir umut’un –ona inanmalısınız kıyamet yaklaşıyor ve biz tavla oynamaktan sıkılıyoruz brokoliden de sıkıldım diyor umut canım rus salatası istiyor düşleyebilirsin diyorum düşlemekle her şey gerçek olmuyor diyor ben makarna isterim diye araya giriyor deniz böylece bezelyeli makarnada karar kılıyoruz git gide yaklaşıyor kıyametimiz bugün varsak yarın yokuz diyorum ama oralı olmuyor kimse insanları oldum olası güldüremem zaten arada bir kendimi kendime güldürürüm anca vazgeçip tuz ekiyorum makarnanın kaynayan suyuna insanlar gülmeden de güzeller umut dalgın deniz desen gerçek değil düş ben yarım şair yarım akıl ve tabaklarımızda yarısı yenmiş brokoli salatalarımız diyete başladık başlayalı biraz tuhafız –bizi anlamalısınız kıyamet yaklaşıyor ve biz bezelyeli makarna yiyoruz ‘evet kadınım ama karanlıktan korkmam’ı oynuyor deniz umut kıyamet kopmazsa yapılacaklar listesini sıralıyor ne mezuniyet ne zengin olmak evliliği ilk sırada görünce şaşırmamalısınız kıyamet yaklaşıyor ve biz bezelyeli makarna yiyoruz ay ışığı vursa daha bir güzelleşirdi masamız ben rakı içmem oysa umut bayılır deniz muhtemeldir içince sapıtır bu yüzden yemekten sonra çayla idare ediyoruz hoşbeş de var yanında –kakaolu endişelenmeyi bırakıp bize katılmalısınız kıyamet yaklaşıyor ve biz ‘son filmimiz ne olmalı’yı tartışıyoruz uzadıkça uzuyor mevzu ama sonunda oy birliğine varıyoruz schindler’in listesi son filmimiz mısırları ben patlatıyorum her zaman olduğu gibi umut çayları deniz sigarasını tazeliyor ss subayı rolünde ralph fiennes kanımızı donduruyor liam nesson yakışıklı ve mağrur spielberg yaklaşan kıyameti aktarıyor ben âşık oluyorum galiba aklımda filmden ve kıyametten çok nâzım’dan dizeler var çünkü ‘saçları saman sarısı kirpikleri mavi’ diyor üstat hiç bıkmayıp sekiz kez tekrarlıyor ve ekliyor: ‘sen mutluluğun resmini çizebilir misin abidin?’ kopmasın istiyorum kıyamet ama bir gün elbet kopacak battaniyeyi üzerimize atıp birbirimize sokuluyoruz biraz daha genişliyor o vakit yalnızlığımız kıyamet kopmak üzere ve biz mutluluğun resmini çiziyoruz son günümüz olsa da yaşam güzel –bizi anlamalısınız |
ÇIĞLIK
umut da yanında,olmazsa olmaz...
güzeldi şiir :)