Suratıma Değen İğne İzi
Suratıma Değen İğne İzi
yapraklarını koparttım yapraklarını koparttım yüzüne baktım gözlerine baktım, ayrıntısını aldım yaşamın. sesler bölündü, isler gerildi sahte bir yağmurla özet geçmeyi seven bir yağmurla bütün inceliklerini öğrendim kuşku duydum kuş uçurdum uçurtmalarla bilmenin önemsizleştiği ân taşların köreldiği avuçların göverdiği saçlarının bir ırmaktan kaçtığı belirgin soğuk suların aktığı sabahlarda telaşla yıkadım yalnızlığımı ok evrilebilirdi, çevrilebilirdi hüzün penthos sergileriyle bir kadının en destekli yerlerine kadar indiğimin resmiydi gözlerimi koparttım gözlerini koparttım bir çağ başlattım karaltılarda sevdâ uzantılarına dağ oldum geçilmez bakışların karşısına ne gariptir ki ölüm meşaleleri yandı es ki sevinç yağmalarında demek ki biten şey başlangıcıdır zamanın demek ki her insan bir insana köledir rüzgârın doğaya olan savrukluğunu böyle anladım çok sonraydı önceden çok önceden sonraydı belirsiz yaşım fik bulutlarını seçtirdim en küçük göğe kıvrımsı bir sese kurban gitti nefesim kurşunları iyice tastamam karmaşasıyla o kadar lacivert bütün günü hebâ edebilecek güzellikte bir tahribat! bir öz yanılması cennetten gelen ilk meleğin keskinliği senin yüzün den bilir eden bilir nasıl köhneleşmiştir urgan di diyordu ne zaman şimdi olsam korkutmayın korkutmadım fil teorisi bir benim ağırlığımdadır bir başkasının ağırlığında belki şey olmuştur ona da aşk, tanrının tembihlerken ürktüğü tek farz bu yüzden inanırım yalnızlığa acımı koparttım acımı koparttım acım bitmedi acınla Payanda |