bir sevgili fotoğrafısana daha yakın olabilmek için daha yakından bakıyorum fotoğrafına kırılgan bir hal alıyor kemiklerim öylece duruyorsun bir tebessüm etsen alev alacak içim kımıldasam yüzünü çevireceksin derin bir nefes çekiyorum bir bebek gülümsüyor içimde saçların dalgalanıyor tüm aşk filmlerini kıskandırıyoruz derin bir ah çekiyor müzisyenler gözlerine bakıyorum ateş bahçesinde açan siyah güllere benziyorlar birer girdap gözlerin kayıp şehirlerin giriş kapısı sonra onlar çil değil diyorum onlar ömrü uzatan noktalama işaretleri ve burnunun küçüklüğü yumuşatıyor içimi kaşların ince işlenmiş hasır bilezikler yanaklarınsa dağ yamaçlarındaki meyve bahçeleri boynuna gelince . . boynuna gelince tüm yıldızlardan geçip bir sırra erişmişim boynuna gelince sırattan artık geçmişim .. biraz daha yaklaşıyorum fotoğrafına alnına bir öpücük koyuyorum o saçma plastik kağıdın soğukluğu derin bir yarık açıyor içimde yuvarlanıyorum... ağlıyorum... yüzümü yakıyor gözyaşları bense biraz daha yaklaşıyorum ne çok yakışıyoruz anlatamam ay nasıl gizleniyorsa gün vakitleri cebimde duruyor fotoğrafın her gece ayrı bir vuslat oluyor sorma bunu da anlatamam hayallerim uykuyu sokmuyor odama sonra aklıma selam verip gönlüme düşüyorsun sen! kanlı canlı sen düşüyorsun tenin düşüyor kokun düşüyor saçların ve gövdenle sen düşüyorsun... düşünüyorum yoksun! tüylerimi bir ürperti uyandırıyor . . . bir iç çekiş tutuyor beni bir şişip bir inen balonlar gibi |
Her şey bıraktığı yerde.
Yine sol tarafıma durmuş.
Kapının önünde siyah kunduraları,dolabında gömlekleri,çekmecede kravatları
Saati ve beresi
Eskimiyor resmi
Hep öleyim diye