kadarsana sessiz ninniler söyledim oğul tufan yüklü gecelerin sonuna doğru raylı trenler geçerdi istasyondan kaldırımların tozunu süpürürken sabaha yürüyen ayazda bükerdi boynunu gece çiçekleri elinde tutardın sen ıslanmış ayın gövdesini masallar anlatırdım sana oğul uzak ufukların bir gün kısalacağını yağmurların yağmayacağını bu mevsim zemheride kış olmayacağını ve üşümeyeceğini bahçedeki limon ağacının çam gölgesinde büyürken tomurcukları bana kendi gözlerinle bak oğul ıslanmış bir türkü olmasın bizim yazgımız kurumasın yamaçlarda güneşe bakan çehren ağarmasın saçlarından tutan tohum kökleri hiçbir vakit ayırmasın gözlerimizi birbirine düğümlenen sözlerin üzerimize attığı ölüm toprağı örtmek istese de bizi... biz hep umutlarımızı göğsümüzde büyütüp bırakmayalım ellerimizi ... |