2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1286
Okunma
…
Bab I
…
Ki o zamanlar hayvanı ehlileştirir insan
Toprağa koşar öküzü
Sütünü yadırgamaz mesela keçinin
Arpanın ve buğdayın tadına varmıştır çünkü
Geniş koridorlu ambarlar yapar
Vazgeçmez biriktirmekten
…
İşte bu zamanların birinde
Abraham henüz Ur şehrindedir
Philistia’ya muhacir olur
Ve
Yıtsak’ı doğduktan birkaç bin yıl sonra
kurban etmeye yeltenir.
…
Ayın ön dördünde Abraham eski lahit’in tanrısına seslenir
O berrak aydınlığın altında
esmer derisine bakarak
yalvarır bir yıldız kadar uzak tanrısına
Tanrı böylelikle vazgeçer kibirinden
Ve Yıtsak’ı bağışlar ona
Abaraham’ın omuzlarında 10 bir yıldızın, kamerin ve şemsin günahı vardır.
Lakin mercimeğin ve uzun servilerin anavatanıdır Philistia
Abraham oğullarının hürmeti ve tanrısının emri üzre doldurur ambarları
…
Yıtsak, nemrudun şerrinden kurtulur kurtulmaz, Bail’den göçer.
Mısır eline varır.
Orada, ölü inekleri diriltmekle iştigal olur.
Dağa can verdiği de söylenir
Dağın gölgesine ateş düşürdüğü de…
Bi de ölü Yakov’a cisim vermekle meşhurdur.
…
Yakov, Harrani kadınlara yangındır
Dayısı Lavan’nın kızı ceberut Rahel için yedi yıl çoban oldu Edessa’ya
…
Ve iş bu sahife
Yakov’dan olma
Rahel’den doğma
Yosef’in düşüne dair tutulmuş olup
Yosun gözlü keçilerin
Ve
Kurbağa olmadan evvel
Sazlıkta şarkı söyleyen
Larvanın geniş kalçalı dişi peygamberdevesine
Serenadı-
-nın matbuudur!
…
Rivayete göre,
Altı hafta sonra
gemi rüzgarda savrulup yelkenler aşınınca
Lut’un tanrısı
bir gece gökten eğilip Abraham’ın insanlarına baktı!
Ve aynı rivayet üzre
Yosef daha o gece
o kısır rahme düşer.
Günlerden cumartesidir.
Bir dala tutunur gibi avuçlar yeryüzünü.
Yağmur durmaksızın boşanır çatlağıdan göğün
“Sevgili Rahel!”
dedi Yosef
“beni ırmaklarca doğurdun
acılarımı bir gölün dibinde dağladın
yüzüme bir semenderin korkularınca şekil verdin.
Ve bak! Ben gülümsüyorum senin karşı konulmaz korkaklığına rağmen!
Üstelik yüzümü avuçlarken ele verdin gözlerindekileri.
Demirden akıyordu gözlerin
Paha biçilmez korkulardan…”
"Fakat al işte!"
dedi Yosef
Bu yüzüme döktüğün tunç, İbrahim’in bencilliğidir
Bu yanıma koştuğun çocuk
da
İsmail’in hüznüdür!
Yazacak bunları vakıa- nüvis
Dünyanın öte ucunda
adaletine çomak soktuğumu bilecek oğulların
5.0
100% (3)