GÖĞERMİŞ AŞKIN BALADI
Su ve sonsuzluk gibi her şey uzanıyordu aramızda
Yılkı atları Gümüş işlemeli orkinozlar Sedef tohumları Bulutlu cumartesiler vesaire… Narin bir kelebeğin hayata baş kaldırışını sevdik Umudu büyüttüğümüz çokça görüldü Kaostan sonra doğduk, yedi bin yıl sonra ölmek üzere çocuklar doğurduk Ve penceremiz üç gün kapalı kalsa göğün altında sırılsıklam ağlıyorduk … Her şey akıp geçti aramızda Yeni sığınaklar, Afrika hurması, Spartaküs ve Atina Bir adam elinde akordeonuyla geçti pencereden boylu boyunca Adam kanamış yarasıyla geçti ah, ne yazık! Geceye doğru uzun konvoylar halinde insanlar geçti Kekikçiler, at arabacıları, katır seyisleri… Susmak tanrının bir yarısıydı Babil ve Araf öteki yüzü gibi sessizce uzanıverdi aramızda … Sevgilim, ne zaman seni düşünsem İkindiye doğru bir yağmur yağar, biraz melankoli. Ben, aslında bu şehirde âşık olmuştum sana Musa’nın kızıldenizden geçtiği gün… Cumartesiydi, Kulağıma kurşun akıttım Gözlerimi dağladım Sen yoktun … |
teşekkürler