BENİM VİRANE KENTİM
Bu kentin neresine gidersen git,
Kokusu, buharlaşan sevdaları aynıdır, değişmez. Bu kentin soluk mısraları, Bir kızın saç örgüsüne benzer. Bu kentin uykusuz insanları, Sabahlara ulaşmayı bekliyor; hani olur da güneşi görmek, Bulutlardan su içmek için. Bu kentin neresi olduğunu bilir misin? Bu kenttir benim kalbim. Her odasında sonbahar kokusu, Her odasında yağmura gebe bulutlar, Ve her odasında doğum yapan bir isim… Bu kentin uykusuz insanları, Sabahlara ulaşmayı bekliyor; hani olur da güneşi(ni) görmek, Bulutlardan su içmek için. Kabuk bağlamış yaralarını koruyor, Benim yaralı kentim. Savaşlardan kalan izleri, Hala canlı hissediyor, Tıpkı dün gibi. Hala unutamadı, O şövalyenin sessiz gelişini, Ve amansız gidişini… Parça parça gökyüzünü, Bir terzi gibi diken bu kent, Biraz acemiydi bir zamanlar, Ne geldiyse başına, hep bu yüzdendir. Hani yıldızları toplardı, Bir ipe geçirip, Boynuna asmak için. İşte bu yüzden, Gerçekleri yaşıyor artık, benim virane kentim… Yağmaladılar bu kenti, Aldılar her şeyini, Hissedemiyor artık, Mutluluğu eskisi gibi. Bu kentin uykusuz insanları, Sabahlara ulaşmayı bekliyor; hani olur da güneşi(ni) görmek, Bulutlardan su içmek için. ALTUN VURAL |