Hüzün Kırıntıları
Kefenlenmeyen mezarsız ölüler.
Mevsim’siz ayrılıklar Ve zaman’sız ihanetler... Sonbahar’ın gazabından Her yıl benden hayalini biraz daha almasından korkuyorum Gözlerimde kalan bir tutam fer’i çalmasındansa Bıktım!!! Bir çocuk misali; Korkularına parmak aralarından bakan Cesur bir yüreğim var ,titriyor birkaç mısra arasında... Matem siyah’la anılır Oysa ölüler beyaz bir kefene sarılır Matemsiz ölümler Kaç renkte yaşanır? Çizdiğim portreler, Stilize bir çalışma ile anlatıyor artık bizi! Çizebildiğim sade bir ışık var artık Kapanan gözlerimde... Oysa hatırlarsın, Ne çok severdim mavi’nin hüznünü Düşlerimde; Bir şair’in yazıp sildiği birkaç şiir’ini çaldım. Silinen bölümlerde, Birkaç mısra’nın izi kalmış Anlaşılan acı akmış ve kalem her zamankinden fazla bastırılmış Ve iki damla yaş, Kâğıdın bir köşesine saklanmış. Uğruna yaş dökülen her mısra’yı kutsal saydım... Tirajsız bir gazetenin orta sayfalarında, Seni arıyorum Yüreğimi kaybettim Sevdam dışında hükümsüzdür |