Anatomi-1
İlk nefes
Ve son heves çoğaltır zamanı uzunca bir süre Bedende Son nefes Ve ilk heves taşırır bir deprem gibi yoksul denizleri Yürekte Kaçak tütüne tiryaki dudaklarım Kaçakçı sayıldı şimdi gök yüzü yasalarında Son bir nefes daha N’olur dokunma Biz o bedenlere sığdık ta O bedenler sığmayı başaramadı bağrımıza Bu yüzden üşüdük İşte herkes çekip gitti bakmadan ardına İçime döndüm gene severek hiçbir şeyi Her pislik bulaştı üzerime Bir süre böyle kirliyim! Bir hayalin kollarında yani Feodal yalnızlığım Sadece bir soru; Kaç işgalci bir kurtarıcı olabilmiş Toprakta Bayrakta Yürekte Ve aşkta Bütün deneyimlerini aşka dök bakalım Ne kadar koruyacak acaba seni mantığın İnsanı büyüten sade yalnızlık mıdır? İhanetler ve işkencelerle mi daha dayanıklı olur beden? Artık gök yüzü inkar Bulutlar da yağmacılarla baş başa kaldılar Balkonlara gerilen çamaşır iplerinden de kovuldu kuşlar Vapurların bacalarından zehirleniyor bir bir martılar Mektuplar sadece özgürlük mahkumlarına yazılıyorlar Mekanik yalanlar! Her sene küfürlerle kovulmaya başlandı yıllar Yeni yıla birkaç şarap Ve ucuz kadınlar ısmarladı Elinde kalem ile dolaşan yalakalar Beni bu yalan mevsimlerden al götür Götür sırtımdan vurulmaktan her geçen gün Hep kalleşlik düşüyor aşkın kaderine bu çağda Satılmadan götür Azrail! Bak orada yatan benim O gördüğün toprağa sızan şey kanım Bu konuşanda cesedim Gözleri nemli bir dudakla ne söylenir Nereye yürünür içinde ihaneti taşıyan ayaklarla Katil bir bıçak kadar suçlu gözlerin Pıhtılaştı mı kanım kirpiklerinde? Şimdi; Her gece Ay’a gülmüyorum Çünkü, yeniden doğacak Güneş sabaha Ve benim kadınlarım yazacak Ayrılık Ve ihanetlerin tarihini Aşka... |