Aşk-ı Eylül
Aşk’ın feracesi sarı artık
Eylül bulaşığı saçlarımda ebabil kuşları Rüzgâr buruşur, bir yaprak düşer Kutsanır hüsün Dikenlerle bezeli ellerimde gül Sarı sıcak kurak tenim Eylül Hüzün ufalanıyor yorgun bakışlarda Yaz deminde ayrılık Sevdalar geceler(d) e üşür Vuslat şafağında (sararmış) yapraklar Duvağı gözlerini kapatmış tül Sarı sıcak kurak tenim Eylül Göç zamanı saklar kuytular matemi Gri aydınlıklar hakim kentin ufuklarında Lenf düğümü edasıyla ihanet zinciri boynumda Esmer bulutlarla kiremitleşti gökyüzü Haresinde ak güllerine ağlar bülbül Sarı sıcak kurak tenim Eylül Mavi koylarında kızıl bir şafak Günün ağıtları kalır geceye Matemimde girer koynuma bahar Sazendeler susar sesi kesilir martıların hanende Sersem yıldızları gökten düşür Gözlerim de çatlak ıslanır gusül Sarı sıcak kurak tenim Eylül Fersude bir yokluğun ortasında yürek Eksik satırlarda nedensiz gözyaşların hükmü Benzim solgun eylül sarısı ten Dönüyor dünya gün be gün Ezelden kalma sarhoşluk gönül Sarı sıcak kurak tenim Eylül Al yüreğimi yüreğine Derin kanamalarına bas sıkı sıkıya Senden ötesinin adıdır ölüm Sana son kez geliyorum Dön arkanı bakma istersen yüzüme, zül Son kez geliyorum son kez EYLÜL... *Hüsün:Güzellik |