böyledilsizliğe alışan mermer rengini bırakır ay ışığına ve rüzgarlı tanrılara teslim eder ruhunu aşk gece yarısı yalnızlığıdır yağmur kuşları sever nefes verirken dönüşür hüzzam makamına çıldırır nehirler kekre bir mey kokusu denizin bekleyişi sarhoş zamanda belki de kendini ölüme adama isteğidir mutlu törenler mevsimi gözleri öte uzağa bir kapı gürültüsünde sürgüsünü çeken Aysu |
bütün mercekleri gözenekleri ve gözyuvarlarını geçmişimizin tuvaline sıçrat
karanlığımı savur ışık geçirmeyen kalbindeki o yere
orandayım
en ücra en!!!