Gel; bana en yağmurgülüşünle tüyleri uyandırılmayı bekleyen başımdan bu aciz beynim bulutlanmadan kara yelin öfkesine yumak olmadan tut, götür ellerimden:
Sana; yaşam uçları içre açan mimoza dedim su verdim dudağımdaki çatlağa ırmaklar gibi gönlüme akıp iksir etkisi yaptı kalbimde çoğalan cerağı kurudu:
Susadım; tükenmek bilmeyen hakikatim, denizim; isminin gezdiği okyanusları arşınlıyorum nefretin sevgin ile karışmış bir hayal gibi keyifle vuruyor çehreme meçhûl akıbet boğulmuş kıyıya vurmuş köpükleri içiyorum:
Ve; tığ-ı müjgân uykularım geceler çok kısa içinde kaldım unutuldum saydam rüyaların bu yüzden avcı bıçağından keskin bu özlem sabreyleyip her dem saklambaç oynuyorum:
Sen; redifler içinde muhabbetteyken kadınım sensizlikle cebelleşiyorum şiirlerin maviliğinde bu yüzden şefkatle sevgi büyüttüm saklı bahçemde gül kurusu kokan gönlüm bıçkılaşmadan önce:
Geldiğinde; safran sarısı küheylan gezinecek vücudumda kanat kanat dağılacak geri dönüş sisi anaforlar bitecek bağrım üzre kaburgamda çırpınarak koynuma aldığım ay düşecek küçücük bir iz bırakmadan:
Ateşten; geceyi yırtan kapkara ihtilâl gibi belirecek azrail önümde dolaşıp ’mezopotamyamı bölecek ortadan’ nefesimi kesen nergis yangısıyla düşeceğim toprağa kendimden uzaklaştıkça fişeklenecek ıslık sesi yalnızlığıma varlığını fısıldayacak elif hoyrat zamandan:
Su; diye başladığım şiirler bilinçaltında senle bittiğinden can evimden sökülüp okyanusa atılıyor (s)/(g)özlerim ürkünç ve şekilsiz marmaranın gırtlağında zaman yüzeyinde kadranı titriyordu saatin anımsıyorum:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sen de gitme şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Sen de gitme şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
"Gel; bana en yağmur gülüşünle tüyleri uyandırılmayı bekleyen başımdan bu aciz beynim bulutlanmadan kara yelin öfkesine yumak olmadan tut, götür ellerimden:"
Şair yüreği çağlamış, şiir görülmüyor; görsel bir anlatım şiiri canlandırmış her soyut kelime somutlaşmıştır gündelik hayat depolayan beynimde... Yağmuru gülüş, öfkeyi yele benzetmiş tüm bunlara rağmen tutması istemiştir sevdiğinin elleriyle...
"Sana; yaşam uçları içre açan mimoza dedim su verdim dudağımdaki çatlağa ırmaklar gibi gönlüme akıp iksir etkisi yaptı kalbimde çoğalan cerağı kurudu:"
Evet bu kıtada şiirin, bir mimoza bahçesine döndürmüş; çatlayan dudağa suyu seviye, gönlündeki kan damarları adeta bir nehir olmuş ve aşkın kutsal büyüsüne kapılmıştır.
"Susadım; tükenmek bilmeyen hakikatim, denizim; isminin gezdiği okyanusları arşınlıyorum nefretin sevgin ile karışmış bir hayal gibi keyifle vuruyor çehreme meçhûl akıbet boğulmuş kıyıya vurmuş köpükleri içiyorum:"
Aşk içilir mi bilmem fakat aşka, suya susamış gibidir burada şair ve meçhul akıbet: aslında aşk köpüğüdür bir bakıma kıyıya vurmuş olan köpük.
"Bil ki; yazgı değil yokluğunu perdeleyen bu tufan yenilgiyle sonlanmaz talihimiz artık yüreğimde duraksar bütün sırlı dönüşler"
Şiirin tüm kıtaları analiz etmek isterdim fakat anlam tufanında kelimelrim yer yer kifayetsiz kaldı. etkileyici bir o kadar aşka yoğunluktu... Güzel vurgular, şahane imgelemeler ve sonuç haz verici, olağanüstu bir şiirdi okuduğum
Sen de Gitme... Bir Dikçe şiiri; serenatı ve bir o kadar şaheserdi
Su; diye başladığım şiirler bilinçaltında senle bittiğinden can evimden sökülüp okyanusa atılıyor (s)/(g)özlerim ürkünç ve şekilsiz marmaranın gırtlağında zaman
imgeleri ve duygu örgüsü ile yüreklerimize jest çeken kaleme selam olsun muhabbetle...
Güzeldi.Anlamak derinlik ister içeriğini.Ama içerik kadar şiirin yapısı da özenli.Her satırın başındaki kelimeleri birleştirince şiirin özünü oluşturan cümle çıkıyor.Üstelik 5 satırla başlayan şiir,azalıyor 4'e iniyor,sonra yine artıyor,en sonunda tamamen azalıyor.Sinüsoidal bir gelişim.Tam da şiire uygun. Saygılarımla.
bana en yağmur gülüşünle
tüyleri uyandırılmayı bekleyen başımdan
bu aciz beynim bulutlanmadan
kara yelin öfkesine yumak olmadan
tut, götür ellerimden:"
Şair yüreği çağlamış, şiir görülmüyor; görsel bir anlatım şiiri canlandırmış her soyut kelime somutlaşmıştır gündelik hayat depolayan beynimde... Yağmuru gülüş, öfkeyi yele benzetmiş tüm bunlara rağmen tutması istemiştir sevdiğinin elleriyle...
"Sana;
yaşam uçları içre açan mimoza dedim
su verdim dudağımdaki çatlağa
ırmaklar gibi gönlüme akıp
iksir etkisi yaptı
kalbimde çoğalan cerağı kurudu:"
Evet bu kıtada şiirin, bir mimoza bahçesine döndürmüş; çatlayan dudağa suyu seviye, gönlündeki kan damarları adeta bir nehir olmuş ve aşkın kutsal büyüsüne kapılmıştır.
"Susadım;
tükenmek bilmeyen hakikatim, denizim;
isminin gezdiği okyanusları arşınlıyorum
nefretin sevgin ile karışmış bir hayal gibi
keyifle vuruyor çehreme meçhûl akıbet
boğulmuş kıyıya vurmuş köpükleri içiyorum:"
Aşk içilir mi bilmem fakat aşka, suya susamış gibidir burada şair ve meçhul akıbet: aslında aşk köpüğüdür bir bakıma kıyıya vurmuş olan köpük.
"Bil ki;
yazgı değil yokluğunu perdeleyen bu tufan
yenilgiyle sonlanmaz talihimiz artık
yüreğimde duraksar bütün sırlı dönüşler"
Şiirin tüm kıtaları analiz etmek isterdim fakat anlam tufanında kelimelrim yer yer kifayetsiz kaldı. etkileyici bir o kadar aşka yoğunluktu... Güzel vurgular, şahane imgelemeler ve sonuç haz verici, olağanüstu bir şiirdi okuduğum
Sen de Gitme...
Bir Dikçe şiiri; serenatı ve bir o kadar şaheserdi
Yüreği selamlıyorum
Saygımdasınız efendim