Kimseye bir Zararım yok Utanıyorum… kimseye bir zararım yok utanıyorum utanıyorum huzruna çıkmaya hiç bir kuş gezdirmedin mi sen aklında nasıl inanmazsın bana yolları uzattığın olmadı mı sevdiğinin uçurumlarında. zor geçer bu kış yüzümden sana doğru yuvarlanan soğuk hava delip köylüleri uyandırmak istersin şükrü usta, kızar buna. -Allah’ da kedileri sever Züleyha!- telgrafın tellerine ezilmişin türkülerine bir de sana sabahlarım bu akşam içimdeki Perşembe uğultusundan hiç çıkma, uzanıyorum nehirlere. kırbaçlı ova. kımıltısını aldınmıydı günün insan da rakıya benziyor babası yeni ölmüş bir uçak geçiyor bak seni ısıran beni de ısırıyor elma! âdem tra, jedi havva. sen bâri sev bizi meryem ana! bir rüyaydı uyandım yukarıdaki şiir vardı bardakta su yön değiştirmiş gözlüğüm bağırıyor ahşap masaya her sevişme, fiile nöbetçidir aşk, zamirdir bir gün aldatmaya! yıkanıyor günü gelince ömrü çitilemeye inen ağlamalar da yüzüm, beni unutma! Payanda |
kırmak manasında zararım çok.
yılların getirdiği bir yaş'tan bakınca geriye utanmak değil de uslanmaktır payım.
aşıksa insan
ya da yaşamsa
yani her şey gözünde yaşamak tadındaysa
her şeye muktedir bir kalp taşır, daha önce hiç taşımadığı şekilde.
bu yüzden o yol sevilenin uçurumlarına da uzanır,
cennete de, cehenneme de...
...
bir rüya ise bu şiir -ki öyledir hep-
çoğul görülen bir rüya olarak önemi çok elbet.
görebildiğime sevindim ben de.
...
okurdan temenni:
aşk, zamir olsun. yani bir ismin yerini tutsun.
ama ötekinin ismini değil!
bu yüzden
ömrü çitilemeye inen o ağlamalarda
günü gelince gülsün o yüz.