Zil Çalıyor Eteklerin
Gözlerin geçiyor gönlümden,
Sevda yüklü kervanlarla… Bakışlarında hareler ödülüm! Tebessümün dudağında kalmış lal. Bir sevinç dolar ya apansızın Gül yaprağında çiğ damlalar… Dal uçlarında gün ışığı… Ateş böceğim misin ki sen? Bir yanarsın bir söner. Hüzünlerinle tutuştuğum, Hasretin kor, hasretin alev, Özleminle gezer, durmaz beden. Fay hattında terk edilen ben! Sallamayacaktı depremin Vurmayacaktın can evimden Bırakmayacaktın böyle çaresiz Fırtına ortasında küreksiz, Alabora olmazdım denizinde... Çalmasaydın yağmuru buluttan. Çoban yıldızım kaydı şimdi, Ayaklarının altında söndü, Çatlamış kadehten damlıyor yüreğim Avuçlarım donmuş buz kristali. Islandı terkinde, eridi hayatım, Kalmadı pamuk şekeri tadı. Bir palyaço’nun elindeyim… Açılmışım; delik şemsiye! Yırtık, soluk ve dipsiz kuyu, Sonsuza yürüyordum, çelmeledin Yerlerde sürünüyor onurum. Gün yine senin gününmüş... Kahkahalar atıyorsundur içinden Dörtnala koşuyor mağrur gururun, Kanatlı kısrak gibi uçuyorsun... Zafer naraların inletiyor, Ayyuka çıkmış gür sedası Boş meydanlar şimdi senin, Zil çalıyor eteklerin! |
kaleminiz daim olsun sayğılarımla...